Siz Deyin "DAHA KISA"
Hayat ömürlük tuval, düşler rengârenk
boya
Yüreğinin sesidir her ressamın fırçası...
Yarım kalan tablolar...Ansızın biten rüyâ...
Her gizemli kördüğüm bir nizâmın parçası.
Bir nizam ki, âsârı, âşikâr gören göze
Sığmaz beşer ufkuna kâinat arazisi
Bir nizam ki, cem olmuş, yazılmış otuz cüze
Karıncayı gözetmiş adalet terazisi.
Bir nizam ki, Hâlık O; O'dur kimsesize Kim
Fenâ fillâh makamda O'dur yeğâne sâhi
Düşünmeyi bilene herşey açık, nitekim;
Her nesnede O'ndan iz, hep o Mühr-ü İlâhi.
Bir nizam ki, her can çün, dört mevsim açık büfe;
Ne mü'minler kayrılmış, ne aç kalmış beynamaz
Bir nizam ki, içinde, yer yoktur tesadüfe
Rüzgâr emir almadan, yaprak dahi oynamaz.
Bir nizam ki, doğarken, sütü hazır bebeğin
Her annenin göğsünden en billur pınar taşar
Bir nizam ki, kanadı, "düşün!" der kelebeğin
Hakk ve hikmeti idrak aklın boyunu aşar.
Şaşarım, nûr var iken, tercih edip zifiri
Şûası sönsün diye güneşe üfleyene.
Şaşarım, unutarak, "davetsiz misafir"i
Şandan, şereften sayıp, günah istifleyene.
Mecit Aktürk