Balayında geçirdiğimiz güzel günlerin hayatımızın her anında böyle yaşanmasını dileyip eve döndük. Öylesine güzeldi ki tatil hiç bitmesin istemiştik. İş vakti gelmişti. Artık çalışıp ayaklarımızın üstünde durma vaktiydi. Mühim olan cefadan gelen sefayı yaşamayı hak etmekti. Nesrin de çalışma hayatına girmişti. Bir yandan yaptığı el emeği göz nuru eserlerini satıyor diğer yandan da evinin bel kemiği olmayı başarıyordu. Her geçen gün Nesrin’e olan hayranlığım bir kat artıyordu. Onunla her gün kitaplar okuyup münazaralar ediyorduk. Onunla her gün bitmesini istemediğim bir romanın ilk sayfası gibiydi.

 

 

Aylar hızla geçmişti. Öyle ki evliliğimizin üzerinden yedi ay geçmişti. Nesrin son zamanlarda işe gitmez olmuştu. Hastaneye götürmek istesem de hayır diyordu. Bugün gün içerisinde hastaneye uğramıştı. Eve geldiği gibi beni aradı.

 

‘’Alo hayatım kötü bir şey yokmuş. Eve gelince konuşuruz’’dedi.

‘’Tama hayatım dikkat et kendine. Görüşürüz.

 

 

İşim biter bitmez evin yolunu tuttum. Nesrin’i arayıp akşam için neler alayım diye sordum.

 

Demir: Alo hayatım eve geliyorum. Ne alayım diye aradım.

Yavru Ceylanım: Canım balık alabilirsen iyi olur.

Demir: Geldiğim yerde balıkçı yok.

Yavru Ceylanım: Bir günde yolunu değiştirip başka yoldan gel.

Demir: Tamam hayatım nasıl istersen.

Yavru Ceylanım: Seni seviyorum.

Demir: Bende seni seviyorum. Ama merak ettiğim bir şey var.

Yavru Ceylanım: Neymiş merak ettiğin şey.

Demir: Sezgilerim bana aşerdiğini fısıldıyor. Ama bilmiyorum. Belki de benim kuruntum.

Yavru Ceylanım: Sezgilerini de yanına al gel. Sezgilerin seni yanıltıyor olamaz.

Demir: Nasıl yani gerçekten hamile misin?

Yavru Ceylanım: Evet hayatım. Sen eve gelince söyleyecektim ama ne bileyim kendimi tutamadım.

Demir: Beni dünyanın en mutlu erkeği yaptığın yetmezmiş gibi en mutlu babası da yaptın. Seni seviyorum.

Nesrin: Alo alo alo…

 

Telefonu kapattığım gibi beş kilometrelik yolu beş dakika da bitirip balıkçıdan balık aldım. Yolda kim gördüyse beni hunharca gülüyordu. Mutluluktan havalara uçuyordum. Dünyanın en uzun ve aynı zamanda en kısa yolu olan evime doğru koşar adımlarla ilerliyordum. O anda her olumsuz düşünce aklımdan uçup gitmişti. Ve sanırım cefanın ve sabrın meyvesi olan sefayı tatma zamanı gelmişti.

 

       MUTLU SON/SUZLUK

( En Son Sözü Kader Söyler-14 başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 1/4/2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.