Evliliğimiz ilk gün tazeliğinde geçerken, bebek telaşı aileyi sarmıştı. Öyleki aileler bir olmuş evimize yığılmıştı. Annem bir yandan, Emine Annem diğer yandan nasihatlerde bulunuyordu. Nesrin ilk etapta baskı diye karşılasada ailemizle bir arada oluşumuzu, sonra daha ilk sancılarda iyi ki buradalar diyordu.  Doğuma bir ay vardı. Fırsat buldukça Ali ile Kerem akşam dışarı çıkarıyordu beni. Biraz olsun stresten uzaklaşmak için. Ali ile Kerem de evlenmiş İstanbul'a yerleşmişti. İlk aşklarını çoktan unutmuşlardı. Tıpkı benim gibi! Yine de sormadan edemiyordum. '' Bahar nasıl, Ne yapıyor'' diye. Onlarda cevaplıyorlardı çok şükür.

Baharın bu hale gelişinden ben sorumlu olmasam da, sanki aşkta erken pes etmiştim. Yoksa niye biterdi ki güzelim ilişki. Sonra sirkeliyorum kendimi. Ne oluyor bana niye Bahar aklımdan hiç çıkmıyor. Tesadüf müydü acaba Mustafa Ceceli şarkısı ile düğünün ilk dansını yapmamız? Hayır hayır bu olamaz. Çocuğumun doğmasına bir ay kaldı. Böyle olmaz olamaz...

Gece karanlığa gebeyken, sabahın hayalini kurmak gibiydi. Nesrin hayatımdayken hala aklımın Baharda oluşu...  Nesrin'e bunu yapamam. Nesrin ne badireler atlatıp bana gelmişti. Engeller bir bir yok olurken, yeni engeller çıkarmamdaki amaç neydi?

Günler hızla geçiyordu. Çocuğumun doğmasına ramak kalmıştı. Allah bir ömür bahşederken oğluma, benim içimdeki bu yasak aşkı öldürmem gerekiyordu... Son sancılanma da Nesrin'i hastaneye götürmüştük. Doktordan gelecek haberi beklemeye koyulduk. İki saat sonra doktorun dışarı çıkmasıyla ne oldu der gibi bakışımı görünce gülümsedi. '' Nur topu gibi bir oğlunuz oldu. Allah bağışlasın''dedi. İçeri girdiğimde hemşireler oğlumu annesine veriyordu. Şimdi bu benim oğlum mu diye düşündüm. Bende bebekken el kadar mıydım. Nesrin çocuğumu emzirdiğinde annem içeri girip'' Gözün aydın'' dedi. Emine annem ile Kadir babam da gelmişti. En sonda babam girmişti içeri. İsim olarak ortak bir karar verdiler '' Yunus Emre'' Nesrin de, bende memnun kalmıştık bu isimden. Çok çabuk alışmıştık. Sonra bizi başbaşa bıraktılar. Çocuğumu kucağıma daha ilk alışımda içimde bir garip his uyanmıştı. Çocuğumun kulağına ailemden sonra bende ezan okudum. Üç kez adını fısıldadım.  Yaradana şükredecek ne çok şeyimiz vardı. Mutluluğumuza mutluluk, evimize yeni bir nüfus eklenmişti. 

Nesrin izne ayrılmıştı. Öğretmen arkadaşlar ve öğrenciler göz aydına gelmişti. Bizi çok mutlu etmişlerdi. Bahar misafirler gidince ''Öğretmen olsam da insan hayatta her gün yeni bir şey öğreniyor. Hayat mücadelesinde her yere düştüğünde seni teselli edecek bir dostun olmalı. Yere düşmedik ama çocuğumuz emekleyerek, düşe kalka büyüyecek. Böyle bir günde yalnız olmadığımıza çok sevindim'' dedi. Haklıydı. Söylediklerinin üstüne söz söylemesemde altına imzamı atmıştım. Tek bir sorun kalmıştı. Oda Bahar'ı aklımdan söküp atmak...

Devam Edecek...
( Aşk Olsun-18 başlıklı yazı Mecaz Adam tarafından 21.01.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.