Kırmızı erguvanlar.
Yorulmuştum gezerken
Saatlerdir gezdiğim, şehrin sokaklarında.
Baktım, bir park var.
Oturdum bir banka, bir nisan akşamına
doğru.
Dinlenmeye başladım, yalnız, tek başıma.
Güneş ışınlarının ağaçların sık dalları
arasından sızıp geldiği bir sırada.
Ben, dinlenirken!
Güneşe, banklara gülümsüyordu.
Ve!
Bana, gülümsüyordu.
Size baharı getirdim diyen, salkım saçak
kırmızı erguvanlar.
Az, sonra!
İki kumru dolaşmaya başladı önümde.
Kanat, kırarak.
Ben elimdeki torbadan, çekirdek yerken
karşılarında!
Sonra, ben!
Dinlenirken sevindirdim onları, bir avuç
çekirdek vererek.
Ve!
Yediler onları, benden çekinerek ürkerek!
Ben dinlenirken, o bankta!
Baharı kokladım havayı kokladım, erguvanların
güzelliğine bakarken
Dinlendim kokladım baharı, o parkta.
Birden
Otururken, memleketim geldi aklıma.
Bir başka güzel olurdu,
Bizim oraların dağları bağları bahçeleri
baharda,
Kıvrım, kıvrım dolanır giderdi, bağlara doğru giden, taşlı yollar’ da
Ve!
Toprak, kokardı.
Mor menekşeler, mor sümbüller kokardı, baharında.
Başkaydı. Bizim oraların erguvanları
Mor açardı.
Açtılar’ mı, burcu, burcu kokardı, mor
salkımları dallarında.
Hep beklerdik, bahar gelsin’ de açsınlar
diye.
Ve!
Ben okula götürelim diye.
İşte ben, bunları hatırladım.
Ne güzel görünürdü, o kokan mavi
erguvanlar dallarında.
Bunları düşünürken,
Kendimi tutamadım, başladım ağlamaya en sonunda.
1 04 2016
Ahmet Yüksel Şanlı er