Hikaye / Yaşamdan Hikayeler

Eklenme Tarihi : 25.04.2016
Okunma Sayısı : 1283
Yorum Sayısı : 1
ortam bozulmuş...hem de öyle böyle değil...fena bozulmuş...
bugün şehrin merkezi bir yerine gitmem gerekti.isim vermek istemiyorum ama gördüklerime,yaşadıklarıma hala inanamıyorum...
önce belediye otobüsüne bindim.bir arkadaşa ziyarete gidiyorum...etrafa baka baka yolculuk yapmayı severim.arabanın camından dışarıya seyrederek gidiyoruz hep birlikte diğer yolcularla ...
yarım saatten fazla böyle gittikten sonra Gaziemir’deki Sarnıç durağına geldik.araba oraya kadar gidiyor.daha sonra Kipa’nın arka tarafında bulunan Sarnıç durağının karşısındaki izban’dan metroya bindik diğer yolcularla birlikte.herkes gideceği yere gelince iniyor...güzel bir şey bu durum.metroda her durağa gelmeden önce bir bayan sesi gelinecek durağın adını söylüyor.insanlarda ona göre kalkmak için hazırlığını yapıyor.varsa eşyasını,paketini filan topluyor...
bende ineceğim durağa gelince indim...turnikelerden geçtim.dışarıya çıktım.hava güzel,sıcacık...
herkes cıvıl cıvıl..kimisi karşımdan geliyor kimisi de benimle birlikte gideceği yere doğru yürüyor...
bir çay ocağı gördüm kaldırımın yanında...ufak bir kaç masa atmış dışarıya...
oturdum bir çay içeyim dedim kendime..hem de dinlenirim...
cafe sahibine bir çay söyledim...zaten bir tek adam var çalıştıran dükkanı...belki sahibi belki de işçisi...
beş on dakika oturdum...etrafı seyretmeye koyuldum...
insanlar çeşit çeşit...kimisi işe gidiyor,kimisi de kaygısızca yürüyor yolda...sanırım onların gidecek işleri yokkk..hem de gençler...
yazık diyorum kendimce...
kıyafetlerini dikkat ediyorum...fakir insanların üstü başı da fakir oluyor...hatta bedenleri bile...yüzleri çökük,bakışları bezgin...omuzları bile çökük...
arada üstü başı düzgün,kendine güveni olanı da geçiyor önümden...başı yukarıda,omuzları dik,kıyafetleri de şıkır şıkır...
arada beni şaşırtanları da olmuyor değil...
hani derler ya...arkadan liselik,önden müzelik...
incecik bir insan...sanıyorsun ki ondört onbeş yaşlarında...kıyafeti de o yaştaki çocuklar gibi...ama yakınına gelince de bir bakıyorsun ki bayan en aşağı elli,atmış yaşlarında...
ben bu insanların bu hallerine anlayamıyorum...yahu sen hiç gençliğini yaşamadın mı???
neden artık yaşına göre giyinmiyorsun?
bu arada çayımı içtim..parasını da ödedikten sonra kalktım...
bu arada hala metronun yol güzergahı üzerindeyim...
yolların yanlarına epeyce banklar yerleştirmişler...iyi de etmişler...yorulduğunda oturuyor insanlar...
ben de oturdum...gideceğim ev uzak ..erken vakitte gitmek de istemiyorum arkadaşa...bırak diyorum biraz daha uyusun...
gene etrafı seyretmeye koyuldum...kadın erkek nazilli bardağı gibi dizilmişler banklara...erkekler oturuyor,kadınlar da oturuyor ama ellerinde birer sigara...eskiden erkekler içerdi sigarayı,şimdi bayanlar içiyor...hem de sokak ortasında...bir çekiyorlar ki içlerine,burunlarından ağızlarından vapur bacası gibi duman çıkıyor...
banka oturan bir bayan dikkatimi çekti...en aşağı elli beş atmış yaşlarında...nar kırmızısı mini bir etek giymiş...bir de oturunca bacak bacak üstüne...her şeyi meydanda...saçları da sapsarı...hem de bu yaşta...
elinde de sigarası...etrafı kolluyor,gözlüyor...işaret ediyor yalnız gördüğü erkekleri...ben de seyrediyorum hem onu hem de etrafı...
yahu hepiniz mi buraları mesken tuttunuz...başımı sağa çeviriyorum bir başkası,solumu çeviriyorum bir başkası...
her yaştan hatun var,güzeli,çirkini,genci yaşlısı...ellerinde cep telefonları...
karşılarında da her türden beyler...yani kimisi yaşlı kimisi genç...onların da ellerinde cep telefonları...
arada erkekler kadınların yanına yaklaşıyor,hatta yanlarına oturuyorlar...sanırım anlaşmaya çalışıyorlar...bazen beraber kalkıp gidiyorlar bazen de adam kalkıyor başka kadının yanına gidip oturuyor...
ben de seyrediyorum onları...sade ben değilim ki herkes seyrediyor etrafı ve onları...
bu arada bizim nar kırmızısı mini etekli yaşlı hatun bir bankta yalnız oturan adamın yanına yaklaştı,oturdu.
gülerek bir şeyler anlatmaya başladı...vallahi bir dakika bile sürmedi adam da kalktı...birlikte yürümeye başladılar...karşıya geçtiler bir yolcu arabasına birlikte bindiler,gittiler...
herkes böyle...sanırım oralara mesken tutmuşlar...kadınlı erkekli hepsi...yalnız bir bayan ya da erkek görmesinler..hemen yanına birisi gelip bir şeyler soruyor...nabız yokluyor resmen...
bu arada arkadaşı aradım...uyanmış...gel dedi kahvaltıyı hazırladım...
oturduğum banktan kalktım...etrafıma baktım...ortalık feci kalabalık...ama herkes bir yolunu bulmuş...kimisi kendisini satıyor kimisi de üç kuruş aylıkla evini geçindirmek için kendini paralıyor...
aklıma bir başka arkadaşımın sözü geliyor...
herkes pazarda domates,biber satacak değil ya...kimisi de kendisini satıyor...


candan
17.10.2015
cumartesi-01.41
izmir
( Herkes Pazarda Domates,biber Satacak Değil Ya...kimisi De Kendisini Satıyor... başlıklı yazı candan tarafından 25.04.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.