Güneş, Samanyolu’nun iki yüz milyar yıldızından sadece biriydi ve etrafında dönen uydularından biri olan Dünya’da yaşam vardı. Samanyolu’nun iki yüz milyar yıldızının her birinin etrafında dönen uydulardan birisinde de yaşam vardı. Demet, zihninden, "Neden ikisinde değil de sadece birisinde? " diye sorguladı. Cevabın, "aynı yıldız çevresindeki iki uyduda yaşam olsaydı, iki uydu mensupları arasında temaslar ve savaşlar olabilirdi," şeklinde olduğuna karar verdi. "Böylece yıldızlar arasında ulaşımın imkansız olması ve bir yıldızın mensuplarının diğer yıldızın doğal şartlarına uygun olmayan anatomisi nedeniyle ulaşım olsa bile barınmanın imkansız olduğunu, tüm yıldızlardaki tüm yaşamların böylece Allah tarafından güvenceye alınmış olduğunu," düşündü. 

Samanyolu, iki yüz milyar galaksiden sadece biriydi ve bu iki yüz milyar galaksinin her birine ait iki yüzer milyar yıldız vardı. Ve, her yıldızın etrafında dönen uydulardan birisinde yaşam vardı.
İki yüz milyar çarpı iki yüz milyar, eşittir, kırk seksilyon. (40 000 000 000 000 000 000 000)  Evet, kırk seksilyon adet uyduda yaşam vardı. 

Dünyanın nüfusu şimdilerde yedi milyar küsurdu ve bunu baz alarak tüm uyduların her birinde aşağı yukarı yedişer milyar insana benzeyen akıllı yaratık yaşadığını var sayabilirdik.

Yedi milyar çarpı kırk seksilyon, eşittir, iki yüz seksen nonilyon. (280 000 000 000 000 000 000 000 000 000 000) Bu iki yüz seksen nonilyon akıllı varlığın yarısının erkek, diğer yarısının da dişi olması kaçınılmaz bir gerçekti, zira Allah yarattığı her canlıya üreme özelliğini de bahşetmişti. Yani, kırk seksilyon uyduda yüz kırk nonilyon çift akıllı yaratık yaşamaktaydı. Karşıt cinslerin bulunduğu hiç bir ortamda aşkın bulunmaması mümkün değildi elbette. Ve, iki yüz seksen nonilyon akıllı yaratığın oluşması milyonlarca yılda yaşanmış noncentilyonlarca aşkın sonucuydu. Bu silsileyi bu gün yüz kırk nonilyon adet aşk hikayesi devam ettirmekteydi.

Aşk duragan değildi; her lahza biri bitiyor, diğeri başlıyordu.

Cem, Demet’in evrenle ilgili bu düşüncelerini merakla dinlemişti. "Evrende canlı varlıkların olduğuna gerçekten inanıyor musun?" diye sordu.

"Carl Sagan, evrende kimse yok demek okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demeye benzer, demiş. Sorunun cevabı bu..."

"İnsanlar niçin milyonlarca ışık yılı uzakta dünyamıza seyahat edebilen aşırı gelişmiş bir ırkın varlığına inanır, anlayamıyorum. Bence, o teknolojiye sahip bir ırk bizi yok edecek teknolojiye de sahiptir."

"Tabii ki... Hatta şu anda kim bilir birileri diğerlerini yok etmektedir. Ya da tam tersi, nice dostluklar yaşanıyordur."

"Acaba, nasıl bir dostluk anlayışları var? Bizim gibi, birbirlerine komplimanlar düzüyorlar mıdır? Evleniyorlar mıdır? Evlenirken düğün merasimi ve nikah yapıyorlar mıdır? Düğünde göbek atıyorlar mıdır? Göbek atanlara para yapıştırıyorlar mıdır? Göbek atanlar alaturaları çalgıcılara mı veriyordur, yoksa çaktırmadan ceplerine mi atıyorlardır?"

"Bilemem...Ama, bildiğim bir şey var, senin benimle bu şekilde dalga geçmene sinir oluyorlardır."

Demet ile Cem’in aşkı, aşk hikayelerinin en sonuncusuydu. En son aşklar, aşkların en büyüğüdür. Demet ile Cem, aşkların en büyüğünü yaşamaya başlamışlardı.

" Sen yıldızların en parlağı Kuasar’sın, yüz milyar yıldızın yüz katı ışık yayıyorsun. Ben, Caasiopeia’dan sana kavuşmak için on bin yıl önce yola çıktım."

"On bin yaşında bir yol yorgununa mı aşık oldum ben?"

"Senden ruhuma akan ışıkla tüm hücrelerim yenilendi. Ben, seninle birlikte çıktığım bu yolculukta hiç yorulmayacağıma ve hiç yaşlanmayacağıma eminim!"

"Ben, yorgun ve yaşlı bir kadın olduğumda senin de aynı şekilde yanımda olmanı tercih ederim."

"Sadece yaşlandığımda değil, ölünceye kadar!"

"Ölünceye kadar!" 

"Ölünceye kadar sevmekten vaz geçmeyeceğim seni!"

"Ölünceye kadar!"

"Hep aşkla..."

Demet, yaşamaya başladığı bu aşka inanıyordu. İlk güneş pırıltısıyla beraber, bu aşka uyanıyordu. Giyinir giyinmez, ayakkabıcı dükkanına değil, bu aşka koşuyordu. Öğlen paydoslarında, bu aşkla açlığını gideriyordu. Ve akşam paydoslarında bu aşkı doyasıya yaşıyordu. Cem’in evinde buluşuyorlardı. Cem sevecendi. Sevmeyi biliyordu. Saçlarına dokunup yüreğini okşuyordu. Yüzünü öpüyordu, "sevgilim!" diyerek. 

Yalnız başına olmadığını görüyordu ya, işte o mutlu olmasına yetiyordu. 

"Artık yalnız değilsin dünyalı..." diyebiliyordu kendi kendine.
Oysa dünyaya geldiğinden beri ne çok yalnızlıklar çekmişti.

*




DİP NOT:

 

İlgilenen dostlar için, 

rakamlar her üç basamakta: bin, milyon (6),Milyar (9),Trilyon (12),Katrilyon (15),Kentilyon (18),Sekstilyon (21),Septilyon ( 24 ),Oktilyon ( 27 ),Nonilyon ( 30 ),Desilyon ( 33 ),Andesilyon ( 36 ), Dodesilyon ( 39 ),Tredesilyon ( 42 ),Katordesilyon( 45 ),Kendesilyon ( 48 ),Seksdesilyon ( 51 ),Septendesilyon (54 ),Oktodesilyon (57 ),Novemdesilyon(60 ),Vicintilyon (63 ),Anvicintilyon (66 ),Dovicintilyon (69 ),Trevicintilyon ( 72 ), , atorvicintilyon (75 ), Kenkavicintilyon (78 ), Sesvicintilyon (81 ), Septemvicintilyon (84 ), Oktovicintilyon (87 ), Novemvicintilyon (90 ), Tricintilyon (93 ), Antricintilyon (96 ), Dotricintilyon(99 ), Trescintilyon (102 ), Katortricintilyon (105 ), Kenkatricintilyon (108 ), ,Sestricintilyon (111 ), Septentricintilyon (114 ), Oktotricintilyon (117 ), Noventricintilyon (120 ), Katracintilyon (123 ), .............................
bundan sonraki her otuz basamakta, Kenkacintilyon (153 ), Seksacintilyon (183 ), Septacintilyon (213 ), Oktocintilyon (243 ), Nonacintilyon (273 ), Sentilyon (303 ), Desisentilyon (333 ), Anvicintisentilyon (366 ), Tricintasentilyon (393 ), Katracintasentilyon (423 ), Kenkacintasentilyon (453 ), Seksacintasentilyon (483 ), Septacintasentilyon (513 ), Oktocintasentilyon (543 ), Nonacintasentilyon (573 ), Dusentilyon (603 ),........ve sonraki her üç yüz basamakta, Tresentilyon (903 ), Katrincentilyon (1203 ), Kencentilyon (1503 ), Sessentilyon (1803 ), Septincentilyon (2103 ), Oktincentilyon (2403 ), Noncentilyon (2703 ) .................................... olarak isimlendirilir.

( Yalnız Değilsin Dünyalı... başlıklı yazı AliKemal tarafından 14.05.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu