Bir akşam üstü gölgesi düşerken şehre
Kanatları hüzün rengi imgeler; ürperiyor penceremde
İçimde durmadan bir ayrık otu büyüyor 
Çözümleyemediğim bulmaca gibi yokluğun
Hangi yanından başlasam… 
Sonuç çıkmıyor


Harlanmış bir ateştin göğsümde;
Seninle güzelleşirdi o sokak,  o ev…
Sana giderken, kalbim adımlarıma ayak uydururdu
Birkaç basamakta gözlerinle karşılaşmak ne güzeldi
Birde öperdin ıpıslak… 
İçimin denizleri kudururdu


Ki gözlerinin tılsımından kurtulup dudaklarına inemezdim
Dudakların büyülü birer meyveydi
Öptükçe öpe sim gelirdi
Ben ne zaman seni öpsem... 
Aklıma hep cennet gelirdi


Sen varken güzeldi her şey
Mutluluk; her sabah seni o pencerede görmekti
Hedefine tutsak mermi gibi hep sana yol almaktı
Bileklerine intihar kokusu sürüp
İnadına yaşamaktı


Şimdi… 
Pencere kenarında tırnaklarını yiyor yalnızlığım
Kendi cehennemime zebani, kendi hücreme gardiyanım 
Hasretin; kırılmış bir bardak gibi avuçlarımı kanatıyor
Anıların hangi yanına öykün sem, bir çığlık tufanı
Özlemin; çakır diken gibi tenime batıyor


Ah, ince sızım
Ah, acımasızım
Yiğitsen; uslan dır şu deli gönlümü
Terinden biraz tuz, göz yaşından bir deniz ver bana
Ya unuttur unutturabilir sen kendini
Ya da bağışla… 
Seni bana bağışla


Sen duy sesimi
Senden gayrı kimseler duymasın
Bir sen sev
Senden gayrı kimse sevmesin


Yağmurum ol 
Ben rahmetinde ıslanayım
Sil geçmişi
Gelecek bütün acıları sende bulayım
Ey, benim soylu sevdamı sol yanına mühürleyen 
Dem bu demdir 
Durdur zamanı 
Ben hep sende kalayım




( Yağmurum Ol başlıklı yazı gölge06 tarafından 2.06.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.