Nereye gittiğimi, bilmeden yürüdüğüm,
Engelliydi önümde, erişilmeyen yolum,
Pusulası kaderken, izini sürüdüğüm,
Saplantıydı yönümde, erişilmeyen yolum.
Gecenin karanlığı çöküyorken apansız,
Yalınayak bastığım, yerler ise tabansız,
Gönülsüzken yüreğim zorakiydi yabansız,
Ümitsizdi günümde, erişilmeyen yolum.
Sipsivri taşlarıyla batıyorken ayağa,
Üst üste yığıldıkça benziyordu kayaya,
Zifiriydi gökyüzü, bulut yaslarken aya,
Yamaç idi düzümde, erişilmeyen yolum.
Sessizdi çığlıklarım, yutkundukça yorarken,
Yitip geçen yılların, hesabını sorarken,
Yapayalnız kaldıkça, düş kırığa sararken,
Bürünmüştü
gözümde, erişilmeyen yolum.
Başı sonu olmayan esrarengizdi bu yol,
Engebeler içinde sardı etrafı dört kol,
Sadece
hüzün vardı, kucak dolusu bol bol,
Yanıp durdu közümde, erişilmeyen yolum.
Nesrin Önem
14 06 2016