Sen üzülürsen bende üzülür yıkılırım sonum olursun
Hadi sarıl bana, ayakta duramıyorum
Çok üşüyorum sensiz suskunluklarımda
Saçlarının her telinden dokuduğum
Kalpağı attım suskunluğumun omuzlarına
Düştüm yollara, yollar meşakkatli
Taşlı ve uzun
Yüküm çok ağır
Suskunluklarımı taşıyorum…
 
Bir an önce sana kavuşup, sarılmak
Yüzünü ellerimin arasına alıp
Gözlerinde kaybolurken, dudaklarından öpmek
Elbette olanaksıza talibim
Dokuz doğuracağım sensiz
Sensizliğin ağrısı var yumurtalıklarımda
Kendi kendini doğuracaksın
Ve içine kapanacaksın…
 
Bazı şeyler zamanla anlaşılır
Ben susarak bekleyeceğim
Sadece kendimle konuşuyorum
Sessiz çığlıklarıma yüreğimle dokunuyorum
Duyan yok ki…
Ben de suskunluklarımı taşıyorum…
 
Her suskunluğum bir ihtilaldi
Oysa her ihtilal bir zaferdi bana
Kutlamasını yapıyorum
Gözlerimden dökülen şarap kırmızısı kanla
Durma alkışla
Bu tören bizi bitirişin için
Sen susma ellerin kızarana kadar alkışla
 
//Yüküm ağır ben suskunluklarımı taşıyorum, Sen susma ellerin kızarana kadar alkışla//
 
Mustafa KARAAHMETOĞLU
Ankara, 02.08.2016

( Suskunluğum başlıklı yazı Mustafa Kara tarafından 2.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.