Aile olmak!
Bu kelimenin anlamını unuttuk.Etrafa baktığımda yalnız, mutsuz insanlar görüyor ve çok üzülüyorum.
Beynime hançer gibi saplanan; "Bunca insan neden mutsuz?" sorusuna cevap ararken birden geldi aklıma:"Biz aile olmayı unutmuşuz!"
Hala aklımdadır, okuma yazma bilmeyen annemin sabahları bizi yataktan kaldırışı. O sıcacık odadaki kesif kızarmış ekmek kokusu ve rahmetli babamın balla karıştırdığı tereyağını ekmeğimize sürüp bizlere uzatması.. 
O huzur, o mutluluk o kadar işlemiş ki iliklerime; sonraki yaşamımda çektiğim onca sıkıntıyla başetmem hiç de zor gelmedi bana.
Kendimi çok şanslı görüyorum ama benim oğlum o kadar şanşlı değil.
Aslında insanların özel hayatını hiç merak etmem ve kendi hayatımı da kimseye anlatmaktan hoşlanmam ama bunu anlatmak zorundayım. Belki birilerinin yüreğine dokunabilirim diye düşünüyorum.
Eskiden aileler çocuklarını büyütür, hamurunu hazırlar, tuzunu, suyunu, kıvamını ayarlar ve okula öğretmenlere teslim eder, öğretmenler de o hamura şekil verir; uygun ısıda, uygun zamanda pişirir.
Ortaya tadına doyulmaz lezzette ve kalitede bir ekmek çıkardı.
Şimdi böyle birşey yok.
Anne baba çalışıyor, çocukların hamuru ehil olmayan kişilerin ellerinde karılıyor. Sonra çocuk okula gidiyor (Bir çok öğretmenimi tenzih ederim.) kendisi gibi aynı şartlarda yetişmiş öğretmenlerin eline veriliyor.O zavallı daha kendini yetiştirememiş ki o çocuğa ne versin, kendinin bilmediği SEVGİ yi çocuğa nasıl öğretsin?
Yaklaşık 1 ay önceydi oğlum ağlayarak beni aradı ve "Çok kötüyüm anne, kendimi çok yalnız hissediyorum!" diyordu.
Ben Iğdır' dayım, O İzmir'de ..
Buradan oraya nasıl ulaşabilirim diye düşünüyordum. Çok üzüldüm ne yapacağımı bilemiyordum.
Biraz konuştum daha çok ağlamaya başladı.
O henüz 1 yaşındayken babasıyla biz ayrılmıştık ve baba hep uzak, hep soğuktu oğluna karşı. Şu an birbirlerinden uzak,birlikte yaşıyorlar.
Sesi iyice zayıfladı..
Ben çaresizce O' na moral vermeye çalışıyordum.
Bir anda "Oğlum, canım bak elimi uzatıyorum, tut elimi" dedim, sustu..
"Sıcaklığımı hissediyor musun?"
Biraz sonra beklediğim cevabı aldım:"Evet anne"
Başardım diye düşünüp, tam sevinecekken:" Anne bu sıcaklığı şu anda hissediyorum, ya sonra? Telefonu kapatınca kim ısıtacak yüreğimi?"
Donup kaldım.Doğru söylüyordu, ben her zaman onun yanında olamazdım.
Bir şeyler yapmam gerektiğini düşündüm ve "Canım oğlum haklısın ben her an seninle olamam ama o anlarda Allah seninle, hiç korkma O' na sığın!"
Sustu,sustu..
"Anneciğim sağol,bunu söylemen çok iyi geldi." dedi.
Sonraki günlerde uzun uzun telefon sohbetlerimiz oldu.
Çok şey değişti belki ama bir şey değişmiyor: Biz hiç bir zaman bir AİLE olamadık ve Oğlum bu yüzden içindeki o boşluğu bir türlü dolduramadı.
Şimdi sizlerden özellikle rica ediyorum; Çocuklarınıza sarılın, onlara sevginizi belli edin. 
Günde en az bir kez aynı masanın etrafında bir araya gelip sohbet edin.
Çocuklarımız, gençlerimiz kayıp gidiyor ellerimizden.
Onlara AİLE olmayı ve bunun önemini anlatın.
Eşinizle anlaşamıyor,sevmiyor olabilirsiniz hatta ayrılabilirsiniz ama şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: O çocuklar sizin, ikinizin ve her ikiniz de aynı oranda sorumlusunuz.
Yarın çocuğunuzun başarısız veya mutsuz olması sizin vebaliniz olacak.
İnsan yaşamının temeli ailede atılır, saglam olmazsa temeliniz; sağlam toplumlar meydana getiremezsiniz.
Lütfen AİLE olmanın  önemini anlayın ve çocuklarınıza anlatın.

Saygılarımla
Sebahat Karagöz

( Aile Olmak başlıklı yazı S.Karagöz tarafından 15.11.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.