1
KALİTELİ YAŞAMDA ERTELEME YÖNETİMİ
Günlük yaşantımızda o
kadar çok yapılması gereken işler vardır ki, bunları hakkıyla sıraya dizebilmek
başlı başına bir iştir. İşin kötüsü, bunların bazıları beni önce yap diye
balıklama dalarken; bazıları ise, üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi hiç
sızlanmadan bir kenarda usluca dururlar. Bu usluca duranların gelecekteki
intikamları ise, genellikle çok acı olur.
İnsanların günlük
verimli ve etkili olarak, belirli bir kapasitede iş yapabilme yeteneği vardır. Söz
konusu kapasite zorlanırsa, beklenmedik sıkıntı ve zorluklarla karşı karşıya
gelebiliriz. Bu işlerin bazıları ise, asla bize danışmadan paraşütle günlük
yaşantımızın ortasına inerler. İster beğen, ister beğenme…
Öyleyse, işlerimizi
günlük, haftalık, aylık, yıllık vb. sıraya dizsek bile, bazılarının mutlaka
gelecek gün ve zamanlara ertelenmesi gerekir. Bütün mesele, nelerin, niçin,
nereye kadar erteleneceğidir. Söz konusu erteleme ve ötelemeyi, kendi
süzgecimizden geçirerek ve haklı gerekçeli olarak yapabiliyorsak mesele yok. Ama,
işler kendi sırasını kendileri belirleyip bizleri istedikleri gibi
oynatabiliyorlarsa, işte o zaman yandı gülüm keten helva…
Önemli işlerimiz,
önemine binaen sıraya girmeleri gerekirken, özellikleri gereği usluca dururlar
ve sıraya girmek için özel bir mücadeleleri de yoktur. Yani bizleri
zorlamazlar. Ancak önem seviyesi düşük ama, yırtıcı ve baskı kurucu
özelliklerinin yüksek olmasından dolayı, bazı acil kamuflesine girmiş önemsiz
işler, önümüze paraşütle inen ve bizleri zorlayan işlerdir. Bunlar kendilerini
ertelettirmemek için var gücüyle uğraşırlar. Ertelemekte zorlandığımız acil
işler, iyi bilmeliyiz ki yapmamız gereken önemli bazı işleri yerlerinden
kovarlar.
Önemli ve acil işleri
sıraya koyarak, hangilerini erteleyeceğimiz kararı; hayatımızın en önemli
kararlarındandır. Zira alınan ve uygulanan kararların çoğu zaman geri getirilme
ve yeniden değerlendirilme şansı da yoktur.
Dişleri fırçalamak,
doktora görünmek, plan yapmak, günlük spor yapmak, gülümsemek, başarıya
odaklanmak, çevremize sevgi sunmak, affetmek, sevgi sermayesi hesabına para
yatırmak, kitap-gazete okumak, ibadet etmek, etkin düşünmek, dost ziyareti
yapmak, üretmek, başarmak, dinlenmek, güzellikleri unutmamak, ilgiliye-ilgisize
ilgili ve saygılı davranmak, yüksek kaliteli dost sohbeti yapmak, hobilere önem
vermek ve zaman ayırmak, en son ertelenecek faaliyetlerimiz olmalıdır. Bunlar dahi
kaliteli bir şekilde ertelenecekse, planımız ve müdahalemiz doğrultusunda
olmalıdır. Üstelik bu süre sınırsız değil, önemli ve makul bir süre olmalıdır.
Dedikodu yapmak,
anlamsız oyunlar oynamak, boş vakit geçirmek, fitne-fücurla uğraşmak, kavga
etmek, olumsuz düşünmek, can sıkıntısına bulaşmak, çalan her telefon,
zamanımızı çalan anlamsız eylemler, kahvede oturmak, kin ve intikam peşinde
koşmak, açık ve hata aramak, şüphecilik yapmak, suçlamak ve suçlu aramak gibi,
negatif içerikli kaliteli yaşam hırsızlarını bırakalım ertelemeyi; asla
hayatımızın arka bahçesine dahi sokmamamız gerekir.
Bir insanın en değerli
varlığı zamanıdır. İlginçtir ki çalışkana- tembele, zengine-fakire,
uzuna-kısaya velhasıl herkese eşit dağıtılmıştır. Önümüzdeki on dakikayı, bir
saati, bir günü, bir haftayı, bir ayı, yılı, on yılı, 30 yılı nasıl
planladığımız ve uygulamaya çalıştığımız büyük önem arz eder. Giden zamanı geri
getirme şansımız yoktur. Verimsiz ve etkisiz geçtiyse, hele hele eziyetle,
zulümle, kavgayla, çekişmeyle, tembellikle, geçmişse vay halimize.
Çok kaliteli plan
yapmak, oldukça önemlidir ama yeterli değildir. Hayata geçirmek ve uygulamak esastır.
Üstelik uygulamanın da yüksek kaliteli, verimli ve etkin olması gerekir. Zira,
her çok meşgul kişi başarılı değildir. Her akıtılan ter de mübarek değildir.
Astarı yüzünü geçen
işleri bırakalım ertelemeyi, hayatımıza hiç sokmamalıyız. Zira hem zararlı, hem
de boş eylemlerin gelecekte hem maddi hem de manevi müeyyideleri vardır. Bir de
onların hesabı ile uğraşmak zorunda kalırız.
Önemli bir işimizi
yüksek kaliteli bir şekilde yapabilmek için, optimal bir süreye ihtiyaç vardır.
Bu süreye sığdıramazsak eğer, ertelememiz gerekir. Ama bu ertelemenin ne kadar
olacağı çok önemlidir. Halbuki, hayatımızda ertelediğimiz önemli işlerin çoğu,
unutmayla kucaklaştığı için burnumuz dertten kurtulamamaktadır.
Kaliteli bir çalışmadan
sonra, kaliteli bir dinlenme hak edilmiş olur. Ancak dinlenme süresinin optimal
ayarlanabilmesi çok önemlidir. Genellikle, dinlenme ve eğlenmenin cazibesi,
yeniden çalışmaya dönmemize engel olabilmektedir. (Pazartesi sendromu).
Olimpiyatlara hazırlanan
bir milli sporcumuz, verimli, etkin ve yüksek kaliteli antremanlarını fazlaca
ertelerse, olimpiyat şampiyonluğu hayalini de, bir 4 yıl sonraya otomatikman
ertelemiş olacaktır. Diş fırçalama ve diş ipi kullanmayı anlamsızca
erteleyenler, diş ve genel sağlıklarını da ertelemiş olacaklardır. Anlamsızca kalitesiz
davranarak hapse düşenler, hürriyetlerini de ertelemiş olacaklardır.
Yeterince çalışmayı
erteleyen üniversite hazırlık öğrencisi, güzel bir fakülteye girme özlemini de
ertelemiş olacaktır. Zamanında eşine sevgi, saygı sunmayı beceremeyenler,
mutlulukları da ertelemiş olacaklardır.
Önemli işler asla
ertelenmemelidir. Önemsiz ve uyduruk işlerle birlikte, hayatımızı zora sokan
öfke, kin, intikam, kavga, dedikodu, hayali sorunlar, önemli işlerimizi asla
kovalamamalıdırlar. Burada müthiş bir tercihle karşı karşıya kalırız. Zira,
önemli işlerin önemi ile doğru orantılı olarak, bizleri zorlama yetenekleri
yoktur. Ertelendikleri zaman usluca bir kenarda otururlar. Ama acil fakat
önemsiz olan işlerin, bizleri zorlama yetenekleri çok yüksektir. Hatta bunlar
çoğu zaman önemli işler postuna dahi bürünebilirler.
Neyi, ne zaman, nasıl,
niçin, ne kadar süreyle erteleyeceğimiz kararı; aslında hayatımızın kararıdır. Olağanüstü
derecede dikkat edilmelidir. Hele hele, sigara, alkol, kavga, tembellik,
gıybet, şüphecilik, hata arama, suçlama-suçlu arama gibi zehirli kaliteli yaşam
hırsızlarının hayatımıza hiç alınmaması gerekirken, ertelemeyi bile
beceremeyenlere hiçbir sözüm yok. Allah onlara yardım etsin diyebilirim ancak.
Selam, sevgi ve
dualarımla. Allah’a (cc) emanet olunuz.
1 Aralık 2016. Perşembe
Saat: 07.00 Antalya
Yrd.Doç.Dr. Süleyman
COŞKUNER
Kaliteli Yaşam Uzmanı