Sınıfta yaşları birbirinden
farklı öğrenciler var. Derslerine çalışmamışlar belli ki, sözlüye hazır
değiller. Yüzlerinde ki korku tüm okulu sarmış. Sözlü sırası bu sınıfta gelmiş.
Sözlüden kaçış yok. Müfettişler, öğretmene,
-Dünyada nasıl yaşanır öğrettin
mi? Her şeyi anlatın mı?
-Evet. İşte notları…
Müfettişler notlara bakmışlar. Çok
yüksek notlar var içinde. Bir kaç kırık not da… Ama görüntü güzel görünüyor…
-Çok başarılı bir öğretmensin bu
notlara bakıldığında. Öğrencilerinize soru
soralım, izninizle. Bakalım ne kadar bu gerçekçi…
-Sevgili öğrenciler, size soru
soracağız. Korkmadan ve çekinmeden ne biliyorsanız cevap verin. Siz
söylemeseniz de, biz sizin bu sorudan ne anladığınızı veya nasıl yaşadığınızı
tecrübelerimizle tahmin ederiz zaten. Şimdi söyleyin bakalım… Siz Niçin okula
geliyor ve eğitiliyorsunuz?
Sınıfta bir suskunluk var. Başlar
eğik ve el kaldıran da yok. Müfettişler arkada oturan bir genç çocuğa soruyu
yöneltiyor. Çocuk, heyecanla ayağa kalkıyor ve cevap veriyor,
- Annem babam okula git dedi ve
geliyorum. Bazen öğrendiklerim hoşuma gidiyor ama okul çok sıkıcı. Mecburen
geliyor ve öğreniyorum. Geçmek için iyi not almaya çalışıyorum. Ailemin böylece
mutlu olduğunu görüyor ve vazifemi iyi yaptığıma inanıyorum. Ancak,
öğrendiklerimi değil, öğrenmediklerimi merak ediyor ve sonucu ne olursa olsun bunları
tecrübe ederek yaşıyorum.
-Peki, ya sen (Orta yaşlı
birisidir bu)
Biraz düşünceli ayağa kalkıyor. Başı
eğik ve müfettişlere bakamıyor.
-Efendim, ben merak ettiklerimi
de yaşadım ama mutlu değilim. Neyi öğrenmek istedimse, başaramadım. Nereye ait
olduğumu anlayamadım. Artık ailemde benden bıktı. Ne halin varsa gör dedi.
Öğretilenler, bana ağır geliyor. Ama öğreneceğim şeylerde bıkkınlık verdi. İkilem
içindeyim. Notlarım iyi değil. Ama bu beceriksizliğimden değil, çalışmak
içimden gelmiyor. Buraya gelmekte hoşuma gitmiyor ama alışkanlık oldu işte…
-Peki, sen de otur. Ya sen ( Yaşlı
birisidir. )
Ayağa kalkarken korkuyla ve
ürpertiyle ayağa kalkıyor yaşlıdır ya. Bedeni enkaza benziyor sanki…
-Efendim, ben bu öğrencilikten de
öğrenemediklerimden de bıktım. Hiçbir şeyin tadı tuzu yok. Aslında öğretmenin
öğrettiklerini yaşamak istiyorum ama sağlığım el vermiyor. Kafamda sadece
sağlıklı olayım da… diyorum.
Yaşlı öğrencinin sözü bittiğinde,
dersine geç kalmış, mahcup ve başını öne eğen üç öğrenci içeriye girmek için izin
istiyor. Müfettişler meraklı onları süzüyor. Müfettişler, En gencine soruyor,
-Söyle bakalım niçin geç kaldın?
-Öğretilenleri okumaktan ve
düşünmekten yoruldum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Alarm çaldığında
anladım ki sabah olmuş. Hiçbir şey yemeden hızlıca okula geldim. Kafama
takılanları not ettim. Öğretmenime soracağım.
-Ya sen? ( Yaşça daha büyük
olanına soruyor)
-Öğrendiklerimi ailemle
paylaştım. Onlar da bilmiyorlardı. Birlikte yeniden okuduk ve tatbik ettik
gördük ki, çok güzelmiş. Onun güzelliğinden uyandığımızda sabah çoktan olmuştu.
Ben de hızlıca okula gelmek istedim. Kim bilir öğretmenin daha güzelini bana
anlatır da yaşarım ve tatbik ederim dedim.
-Ya sen? ( Yaşça en yaşlı
olanıydı bu adam )
-Efendim, öğrendiklerim o kadar
güzel ki, onları her anıma yaydım ve tatbik ettim. Yaşadım. Onları keşfetmenin
heyecanı içinde gözyaşlarına boğuldum. Bu bilgileri yaratana şükrettim. Bu ruh
hali ile gördüm ki, sabah çoktan olmuş. Okula geldim çünkü bugün farklı bir
zikir öğrenirim diye düşündüm. Belki, öğrendiklerimi ve yaşadıklarımı paylaşır
ve yaşadığım güzelliği paylaşacak kişilere kavuşurum dedim. Yaşlı olamama ve
hasta olamama rağmen hızlıca geldim. Bu heyecanı yeniden yaşamak istedim. Şikâyet
yerine, bu bütünlüğe koştum.
Müfettişler iyice düşünmüşler ve
sonunda,
_ Öğretmenim, sen öğrettiklerini
yaşamıyorsun. Çok bilgilisin ama öğrencilerine ayna olamıyorsun. Sınıfında, şu
kapıdan son anda giren öğrenciler olmasa, öğretme potansiyelin nerdeyse berbat
seviye de… O kapıdan içeri girenler ise, sizden değil başka yerlerden, fıtratında
var olan aynadan ilham alıyorlar. Yani onda da senin bir katkın yok. Böylece
seni öğretmenlikten men edeceğiz ve seni yeniden öğrenci yapacağız… Sınıfa son
anda giren yaşlı öğrenciyi senin yerine atıyoruz.
Demişler ve sınıftan çıkıp gitmişler…