1
Sonlar tutuklu bir
günce bir matem,
Debdebeli bir çöküş
aklın sınırlarında,
Tokadın vesvesesi
Yine ve yine akıl
tutulması.
İstikrarlı vazgeçişler,
İmansız insan mı yandaş
birbirine
Tozutan coğrafyalarda
can pazarı,
Vebali bir keramet
kadar da nabzın atmadığı,
Yorgunluğun katmanı
yine beyhude,
Keza görmekten imtina
ediyorsan
Ne bu cüret ünlemlerin
sığınağı adeta
Mahremin anlık rükûsunda,
Bir eksik bir fazla…
Takılı kancanın ucunda
son rötuşu yine Tanrı’nın,
Asılı kalmaksa gök
kubbede,
Soysuzluğu vahşetin,
Mecalsizliği ölü
imgelerin,
Kaynak yapmaksa aklı
vicdana,
Kaybolmuşluğun
suretinde mi saklısın?
Ellerinde hüzün
birikintisi,
Çağlayan bir çocukta
asılı kalmalıydı oysa terennüm:
Sıcağın katmanlarında
esrikli soğuk kadar
Mabedin devingen
mahiyetteki serseri yorgunluğun,
Az sonra kopacak
kıyamet, demekse esefli yüreğin
Kayıp tekeri,
Bir muallim ant içmiş
mateminde
Saklı tuttuğu
yetimleri,
Bağdaş kurmaksa eleme
en alası
Yine süklüm püklüm
tembihlediğim yüreği
Mimlerken gök
gürültüsü.
Hanidir hazan,
Ansızın sırtında kamburu
aralığın,
Kasım sonrası depreşen
bir yangın
Aralıksız tufanı
devirdiği hangi milatsa
Bin bir mihrakta asılı
ikrar,
Gönülsüz ölümlerde
bağlı basiretin ahkâmı
Desek de;
Aykırılık pompalıyor
insan hüviyeti,
Satılmışlığın sefasını
sürerken
Böbürlenen dolambaçlı
nice fail,
Gök kubbede asılı oysa
hürriyet,
Mahremin ayak
seslerinden uzanan boyutsuzluğuna
Cinnet geçiren emsalsiz
bir ırk yine
Sefaletin Tanrısı.
Bir köşede hidayeti
kucaklayan sefaret
Dip yangınları asılı
yine nice coğrafyada
Ve süklüm püklüm duvar
izleri,
Yana yakıla ağlıyor
esaret:
Devingen rötuşlar
Bil mukabil cehalet:
Yansıması mı acıların?
Kimine zor kimine
kolay,
İndinde bir matem bir
rahle;
Soluksuz kalışların
esefi yüklü oysa
Bir ketum darbe insanın
isyanı:
Derinde çok yüzeysel,
Yüzey denen neye mi
delalet:
İnkâr etme cakanı,
Teğet geçen saflığın
kırık sol kolumu yoksa
Kucaklamaktan acizsen;
Kınında ahkâm yürek
hepten serkeş,
Dirilen bir bukle de
olsa vicdana teyelli,
Ansızın ölmeyeceğin ne
malum
Söyle insanlık?
Pejmürde istifli
rotalar,
Nasıl bir hengâme oysa
kaderle tokalaşan
Debdebeli hüzünler:
En mahremde tutuklu
serzeniş,
En yoksunda mevcut
varlıksız terennüm:
Yine de saf tuttuğun o
istikamet
Yol yakınken serbest
bırak vicdanını;
Geç olmadan sar sarmala
mazlumu,
Yarına da kalmaz
yanında da
Ey mendebur illet
Ki tekerinde ne yoksun
ne sonsuz,
Kınında biteviye görünmez
sandın değil mi?
Hidayetin kucağı,
Matemin uyruğunda
körebe oynayan
Rötuşunu yaparken
şeytan.
Mücbir yangınlarda
ölmeyeceğin ne malum
Yeter ki çöz
zincirlerini,
Çömel en yakınına
inancın,
Görmezden geleceğini de
sanma
Sona adım adım
ilerlerken de yüzünü dönme,
Öde borcunu hadi.