1
Demelere kandığım,
Desenlerinde
kaybolduğum evrenin ayak izi,
Bağlı basiretim,
Kırık bir terennüm yine
Dünde kalan;
Kısık sesli
niyazlarımın tek hâkimi
Yine mabedimin solunda
tutuklu rahmeti
İçerken aşk adına ve
şerbet tadında
Bir iklim,
Doğurgan dünyamın
vebali şu miskin gölgem:
Borani bir kıvam,
Yansız bir kelam,
Sonu gelmez bir selam
Yine Hakkın andığı
merhameti giyinip de geldiğim
Dil yaram,
Dünden miras bir
kıbleyi de hele
Edinmişken tek mesken.
Tereddütsüz mahal
verdiklerim…
Satır arası bir
belirteç tümden gelen coşkunun
Tekil hezeyanı ve
müebbet bir iklimde
Donattığım kelamlarla
nikâhım:
Bir katre de olsa israf
edemezken sevdayı,
İllet bir terennüm
eşrafın güdümlü isyanı.
Haznemde ne çok kırık,
Yordamaya kıyamadığım
çocuk neşem:
Hani olmazsa olmaz,
demeye
Yok, iken mecalim,
Düşkün bir imde takılı
aklın,
Sondan başa güdümlü
yine o mermi
Kendi ellerimle
öldürdüğüm yarınlarım…
Sezen ama sazan
addedilen,
Sinen ama sindiremezken
yalan beyanları,
Kalbin infilakı her
izdüşümünde yoksunluğun:
Batıl bir rota olmasa
da
Vebali yine
varlıksızlığımın teminatı
Kara kalem bir resimde
son rötuşu fırçanın
Bağımsız oysa ressamın
fıtratından,
İnkılâp eylediği hangi
rota ise
Teamülü bin bir renkte
tutkulu bir aşk,
Hele ki zafiyet bildiği
İkramında cüretkâr
namelerin
Bir mabedin
dokunulmazlığı kadar kutsal iken
Aşkın makberi,
Gönülsüz olsa da
fıtratı,
Nice yangın yine
veryansın;
Bir boyutta katmer
katmer açmaya meyilli
Güllerden müteşekkil
ömrün can pazarı.
Nüansında ne tek düze
ne de yanık bir kelam;
Yarınlarına bağlı
sandığı yine yüreğin teamülü
Ve indinde sonsuzluk
iken nifak sokan
An ile arama,
Arafta kalmanın müşkülü
Yine bedensel idrakin
mürşidi son bir darbe,
Daha demenin zevkiyle
yakarken bağrımı.