TORUNUM ELİF NUR'A İTHAFIMDIR.
Küçük yaşta
almış sazı eline.
Mor yaylalar diyor
kızımız bizim.
Kurban olsun dede, tatlı
diline.
Hem kalbimiz hem
de gözümüz bizim.
Adı Elif, o
henüz beş yaşında.
Çok ciddidir bu
saz çalma işinde.
Menajerler şimdi onun
peşinde.
Lakin çok fazladır
nazımız bizim.
Do, re,mi,fa,sol,la,si,do, gam yapar.
Notaları bir azıcık ham yapar.
Azimlidir, yaptığını tam
yapar.
Hiç kesilmez asla
hızımız bizim
Fethiye’nin civcivleri bellidir.
Çaldıkları çokça çiftelidir.
Dede altmış, nine ise
ellidir.
Oynar gayrı bel
ve dizimiz bizim.
Sazı ile
yapar bir sürü beste.
Bestelerden olur her gün
güldeste.
Hele bir
de oturunca kümeste.
Kalkıp göbek atar
kazımız bizim.
Dedesi de çalar
idi curayı.
Curayı çalarken yaktı
sarayı.
Şimdi aldı Elif Nur’u
sırayı.
N’eydek buymuş alın
yazımız bizim
Boyundan da büyük
sazı almaz mı?
Usta aşıklardan geri kalmaz
mı?
Bir de
teke zortlatması çalmaz mı?
Aşka gelir koyun-kuzumuz
bizim
‘’Aşık Minik Fıstık’’tır
onun ismi
Yürek büyük, lakin
kuş kadar cismi
Neşet Ertaş görmeliydi
bu resmi.
Deyin nasıl olmuş pozumuz
bizim
Sazı şöyle dizlerine
yatıra.
Perde, vuruş, tabi ki
Hak getire.
Bekle artık türküsünü
bitire
Varsın olsun budur hazımız bizim.
Sami der
ki aşıklık değil
kolay.
Benim torun işte
böyle bir olay.
Oynamakta harmandalı, bar, halay,
Hem Kürdümüz hem
de Lazımız bizim