Vurulur mazlumlar gök kubbe
altında
Saat dakika zaman önemli değildir
vuran için
İnsanlığını kaybetmiştir o karşıda zalimce duran
Vurulur mazlumlar gök kubbe
altında
Filistin'de Suriye' de Myanmar’da... Her yerde
Şakaklarından akar kanlar...
Oysa
alınlarına secde değmişti
Melekler gözyaşı içinde taşırken,
Cennete o nurdan ruhları
Zalim için ısıtılmıştı cehennem.
Her zalim kendi odununu kendi taşırdı cehenneme.
Çünkü aslında cehennemde ateş yoktu.
Çocukların başından kanlar
süzülürken,
Ki daha okşanmamıştı bile o başlar
Yetimdi
Nurdan Resul okşayacaktı elbette.
Yetimlerin, tüm çocukların başını
Bir bombanın şarapneli saplandı tam da kafa tasına
Yanına dahi koşamadık
Son nefesinde şikâyet edeceğim
dedi sizi Allah’a
İşte o an yıkıldık bittik.
Ekmek varsa eğer ben gidiyorum
istiyorum dedi cenneti
Ağladık sızlandık parçalandık
Ama hiçbir şey yapamadık
Oturduk
Çaylarımızı keyifle yudumladık
Bir tatlı öpüşle alnından öpemedik
Saçlarını okşayamadık
Cebimizdeki paraları okşadık
Odanın içindeki parkeleri sildik
okşadık
Eskiyen telefonumuzu attık
yenisini aldık parlattık
Komşumuzun kapısının önü pas tuttu
adım atmadığımız için
Bilmem bunlar ne için
Hayaller kurduk
Hayaller yıkılırken
Düşe yattık
Bir taş üzerinde,
Uyumaya hasret
kardeşimiz uyuyamazken
Katil karşıda bekler
Hatim indirme !
Katili indir !
Yıkılıyor yürekler.
Mehmet Aluç /Kul Mehmet