1
Elif elif titrerken bahar
Boşalır çekmecelerdeki Polyanna öyküleri
Çengelini dilimizden söker imgeler
Başlar mart’ın cinnet havası
Ve eğilir gölgeler
Külle kefenlenir kıvılcım
Vurdukça kan toplar asilik
Kanayan yaralar ihbar eder kendini
Ve elbi/sesini soyunur sessizlik
Çöle kum taşır rüzgâr
B/üzülür toprağın bağrındaki k e l e b e k ler
Mış’lı yaşamlar birikir göz çukurlarına
Ve g ü l pembeliğine doğar bebekler
Tükenir lügâttaki haram/i kelimeler
Açık uçlu soruya döner kim/isi
Keşkelerin yüzüne çarpar sular
Ve yokluk denizinde batar varlık gemisi
Sessizce yürür Ankebut
Suyu dalgalandırmaz artık taşlar
Paslı kılıçla deşilir vazgeçilmişliğin tarihi
Ve toprağın çatlağında gizlenir yaşlar
Meyvesi gümrahtır sabrın
Ölümün rengini sunar mezar taşları
Gülüşün cellatları volta atar ömrün avlusunda
Ve içe patlar gözyaşları
Naftalin kokusu siner satırlara
Yokluğun sinsi ikliminde yeşerir eyvahlar
Salyangozlar çekilir kabuğuna
Ve kepengini indirir siyahlar
.
.
.
.
.
.
.