* İzmir Akşamlarından *

Ah... hüznüyle inleyen gonca gül
hasretini öpüyorum dikene dokunur gibi
öyleyse, kanıyorum sana yargısızca
hâlâ silmemişsin içindeki fırtınaları.

Dur! bu kadar zalim olma
gizemli sabahlarımı bana bağışla
ben kanayan bir yarayım
bir dokun sineme gör istersen.

Seni başka gezegenlerde seyretmeliym işim, meğer
geçtim tüm sokaklarını bu şehrin
senden yana hiçbir şeye rastlamadım
oysa, bu kentte nice baharlar nice hazanlar yaşadık.

İzmir akşamlarından öğrendim, acıların deliliğini
hüzünlü bir şarkıda geldim sana
saçlarımı okşadı ellerinden güller döküldü yalnızlığıma.

Leylaklar döküldü dudaklarından toprağıma
sendin çığlığımı kanattan Körfez'in çılgın sularında
sevgi yağmayan çöllere çağırma beni
anıların kaldı bende
akıttığım gözyaşlarımdan öte, anıların kaldı

Sen duygularımı bilemezsin
hasret taşır yüreğime
ben kimsenin uğramadığı bir ada olmuşum
kıskanmışım seni martılardan
ve bilemezsin yüreğimdeki açmazlara eriyen aşkı
şimdi sen yoksun
söyle, hangi okyanuslara dökeyim gözyaşımı...!

Nuri Dağdelen
16.4.2017

Not: Şiiri seslendiren Enis Fosforoğlu'na
 teşekkürlerimi sunuyorum
her şey gönlünüzce olsun sevgili üstadım
( İzmir Akşamlarından başlıklı yazı Öz tarafından 16.04.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.