Tavuk Yokuşu
Kıvrılıp
giderken, tavuk yokuşu
Yorardır
gör seni, taşlar yüzünden
Öterken
bir görsen, bağların kuşu
Mest olur
kalırsın dinledikçe sen.
Çıkarken
yokuştan şehrine doğru
Nefesin
kesilir, diktir yokuşu
Taşlarla
döşenmiş, tavuk yokuşu
Sakatlar
insanı yolda düşersen.
Bu yoldan
bağlara inip giderken
Durulmaz
ötüşen, teyin sesinden
Bir görsen
teyinler dalda oynarken
Oturur
bakarsın, teyinlere sen.
Bağımız
var iken, bizim orada
Yorulmak
bilmezdik gitsem bağlara
Annemler yaşarken,
bizim bağlarda
Yorulma
bilmezdim bağa giderken
Kuş uçmaz
bağlara, bahar gelince,
Yollara
düşerdi, gelin görümce
Ters dolu
yüklerle, hayvan üstünde
Bağlara
giderdi, çoğu eskiden.
Her bahar
yeşersin, iğde dalları
Sarıyla
boyardır, taşlı yolları
Rüzgârdan
uçarken, polen tozları
Bayılır
kalırdı, kimi kokudan.
Kıvrılıp
inerken, tavuk yokuşu
Bakardır
yollara, konum komşusu
Öter’ de
seherde, bülbülü kuşu
Kaldırır
yataktan, şafak sökmeden.
8 Haziran
17
Ahmet
Yüksel Şanlı er
(
Tavuk Yokuşu başlıklı yazı
Ahmet Yüksel tarafından
10.06.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.