1
İçimin sessizliğinde
üreyen yankı,
Mal ettiğim hüzne
deryaların kanadında takılı yalnızlık,
Yalın ayak sevişlerin
de mezarı
Kepaze gölgeler.
Bir yükümde bir
yüklemde,
Kök hücresinde ölümün,
Acıyı sağaltan
isyanların de mezarı.
Anıtlarda ayrı;
Aryalarda kanayan
yaraların ihlali;
Son sürat zaman özürlü
yılların de ikrarı:
Hani, dolduruşa gelsem
de
Mimlesem çocuk yanımı;
Solduruşa gelsem de
kopup gitsem dalımdan:
Son bilsem de şu şiiri
Koymayı becersem
noktayı.
Olmadı, başa sardım
günü;
Yetmedi evrildim diri
diri;
Olmadı evet, olmadı
henüz;
Kayalarım un ufak,
Sağlarım sol,
Solum hepten yangın;
Mağfireti belki de onca
hezeyanın;
Şimdi namert bir şarkı
olmak vardı.
Tadım olsa keşke
Koyuversem en
şaşaalısından bir kahkaha:
Korkarım ama hem de çok
Hele ki öykünen
kadınlar görsem çevremde
Bir de çemberlerin
gizeminde
Bir nokta asaletinde
Giyinsem ölümü.
Aklım düşüşlerde,
Ruhta solgun bir siluet
edindiğim şu rahle;
Kanıksadıkça yorgun
yılları,
Dalya dedikçe
hüzünlerin üzerini örttüğüm
Hangi yırtık perde ise,
Safsata yüklü ömürlerde
çalakalem yaşayan
Hangi şairse içime
çektiğim…
Çok görmeyin asla çoğul
kimliğimi;
Şen bir bülbül isem ne
çare yüksündüğüme;
Bir güle dönüşsem gece
vakti ne çare
Hele ki ölümlü bir
serenat tadında
İçmeyi dilediğim o
milatla
Yaktığım her hüznü
kovalarken bir heves,
Sanrılarımı çoktan
gömdüm
Açık ara farkla
gerçekleri dilediğim.