Acımadan yüklendik taşınmaz
büyük yükü
Donduk bazen de yandık iki
nefes arası
Bu hayal âleminde bir varmış
yokmuş çünkü
Neden hep kör sağırdık iki
nefes arası?
Kale gibi tarihi harabeydi
tüm işler
Gerçek sanılan düşler sıkılı
bekler dişler
Gürültü kirliliği duyulmadı
deyişler
Korkuları çağırdık iki nefes
arası.
Güneşle haraketli duvardaki
gölgeyi
Unutturdu gafletim kalbimdeki
belgeyi
Ervahta söz verilen tende
emin bölgeyi
Liman sanıp sığındık iki
nefes arası.
Şımarık nefsimize ilmi delil
idi zan
Çöl sıcağı kumlarla sürgünde
garip Fizan
Türlü oyunla dolu altı ateşli
kazan
Aldattık ve aldandık iki
nefes arası.
İlk görüşte kapıldık çok
sevdik sevilmedik
Çevreyi tufan sardı sevildik
biz sevmedik
Hayat tiyatrosunda seven kim
bilemedik
Orta yol bulamadık iki nefes
arası.
Doğduğunda önce sen giderken
dostun ağlar
Kimi sevinçten köşe kimi kara
yas bağlar
Nice canlıya şahit ibretlik
koca dağlar
Vuslat diye bağırdık iki
nefes arası.
13.08.2017
Ahmet Çelik