Geceler bitti defalarca,
Ay günle kucaklaştı.
Yemyeşil otlar sarardı, sonra yine yeşerdi.
Dudakları hep kuru,
Gözleri yaştı.

"Tek bir ıtır çiçeği"
Tek bir melisa,
Tek bir ıhlamur,
Yetti ona,
Kovaladı börtü böceği.

Alacakaranlıkta
Gül koktu,
Çam koktu...
Her şey vardı,
Aşk yoktu.

Tek başlarına gördüler cenneti,
Yalnız gördüler cehennemi.
Sus dendi,
Sustular.
Kan kustular...

Bir büyü sardı kadının yüzünü.
Bükülürken dudakları ağlamaklı,
Hoş bir ışık yansıdı dünyaya.
Güneş bile kıskandı...
Oynadı adamın aklı.

"Aşksız günlerde,
Ziyan ettiği zamana" acıdı adam.
Ölümle cesaretini ölçtüğünü hatırladı.
Her gece üzerine yıkılırdı o boyasız dam,
Hiç bitmezdi gam.

Yüreğe değmiş,
Bir kaç renksiz yaş düştü gözlerinden.
Çırpındırdı uykusunda kadını.
Yaralanmış gibi duruyordu,
Unutmuştu adını.

Kımıl kımıl yapraklar
Sarhoş ederken Ekim'i
Baharı diledi adam Tanrıdan.
Uyandıracaktı kadın baharla birlikte,
Yaşadığı sanrıdan.

Mehmet Fikret ÜNALAN
12 Ekim 2017 Saat 00.20
Güzelçamlı/Kuşadası
( Sanrı başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 12.10.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.