Hasbihâl


Zaten kabuk tutmaz, kanayıp durur

Değme artık gönül, deşik yarama

Sancısı felaket, kalbime vurur

Neden yüklenirsin, bahtı karama


Sevdanın peşine takılıp gider

Gönül bahçesinde, kaktüsler biter

Dikenin üstüne eliyle iter

Gözleri nedense, bakar harama


Binlerce söz verip, yemini bozma

Sahra yeli gibi, savurup tozma

Çözülsün dillerin, ne olur susma

Zekânın indinde, beyin tarama


Düşün bir kez anla, mantık yerine

İçinden çıkılmaz, inme derine

Bel bağla inanıp, umut ferine

Varsayım içinde, neden arama


Her derdin dermanı, kayıtsız kalmaz

Arayıp bulmazsan, kapını çalmaz

Gönül dergâhına, izinsiz dalmaz

Arz eylersen elbet , çare var ama


Değeri kaybedip, düşme gözünden

Medet bekler sevdan, korun közünden

Vazgeçme yeter ki, doğru özünden

Gümüşken dönersin, altın grama


Nesrin Önem

04 11 2017

Tekirdağ

( Hasbihal başlıklı yazı sahrayeli tarafından 4.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.