sürmeyiniz demedim mi ,
size o ruju
peşinizden gelmiş egeli martılar
adını siz koyduğum şehre
çiçek dürbünü bakışlarıyla
iç çekmişler düş bekleyişte
kanat gölgesi mi bu,
ağustos güneşinde
aslında pek gariplik de yok bu gelişte

ama ne bileyim ben...
takıntı işte

sonra deniz...
ve o içi gözüken 
beyaz elbiseniz
kaç göz doyurur,
kaç balığı karaya vurdurur
sizden habersiz
bilseniz...
bilirim hanım hanımcıksınız
gizli,saklıdır cilveniz
edeplisiniz...
ve ben
pek de haklı değilim bu serzenişte

ama ne bileyim ben ,
takıntı işte

Demir Mutlugil
( Takıntı İşte başlıklı yazı DemirMUTLUGİL tarafından 5.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.