Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Yokuşu çıkarken düşünüyordum.Bu enteresan bir ropörtaj olacaktı diye kendimi hazırlamıştım biliyordum.Oysa aklımda ufacık da olsa öncelikli  bir soru yokken, neden böyle düşünmüştüm, işte onu hiç bilmiyordum...

Yokuş parke yolun sonunda manzarası büyük bir kafenin önünde biterken söyleşimizin böyle rakımsal bir yüksekliğe taşınması sadece bir tesadüf müydü ya da böyle havadar bir ortamın söyleşiye ekstra bir faydası mı dokunacaktı onu gene ilerleyen dakikalar da ayrıca öğrenecektim inşallah. Kafenin giriş kapısında beni sevince karışık bir tebessümle karşılarken acaba böyle söyleşilere ilk ben neden gelemiyor olmanın da buruk mahcup-
luğunu hissettmiyor değildim...Düz, saten beyaz tişörtünün altına,siyah  topuklu ayakkabasına kadar uzanan gene düz beyaz pantolonuyla adeta bir  melek görüntüsünü saklar gibi mevzun bir güzelikle uzattığı elini sıkarken yeni bir dost kazanmanın sıcaklığı ile işaret ettiği masaya doğru yürüdüm...
Teybimin play tuşuna basmadan önce tanışma faslımız sadece bu söyleşiye bir ısınma turu niteliğinde olduğundan kayıt altına alınacak bir öneme de haiz değildi...Bu vesileyle play tuşunu, direk ilk soruma saklayarak bastım...
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta, güneş gözlüğü, gökyüzü, açık hava, yakın çekim ve su
VEDAT DÜNDAR- Değerli Çamlısoy sizi bu site haricinde diğer mücavir birçok sitede yıllarca gerek izleyerek gerekse de bizzat karşılıklı edebi iştişarelerimiz neticesinde nispeten yakınen tanımaktayım.Müthiş bir ivmeyle yazıyor ve müthiş bir enerjiyle bütün sayfalar da her daim böylesine nasıl yoğun olabiliyorsunuz. Sizin edebi sanat haricinde hiç mi başka meşguliyetiniz yok doğru-
su merak ediyorum.
GÜLÜM ÇAMLISOY-Efendim belki bildiğiniz gibi ben bir eski öğretmen,bir bankacı ve fırsat buldukça edebi eserler üzerinde yıllarca çevirmen olarak çalıştım. Bu cihetle hayatımın gayesini daimi surette yüksek tutan bir enerjiye sahip olmam asla tesadüfüm değildi. Yaşam felsefemin için de en büyük pay kendi doluluğumun istiap haddini zorlayarak yaşamayı gaye edinmiş olmamdır.Bu hususiyetim benim kendime has bir huzurumdur.Yani bugün ne yaptım kavramı üzerinden kendi tatmin duygumun zorlayıcı güzelliği olarak hep daha fazla var olmamın bir statüsüdür de diyebiliriz...
VEDAT DÜNDAR-Şimdi bu açıklamanız çerçevesinde kadınlığınızı, sadece ev kadınlığı paremetresinden zirveye doğru uzanışına tanıklık edecek bir ön giriş gibi hulasa etmekteyim.Lakin kendinize daha doğrusu edebi sanatınıza ayırdığınız bunca zamanın, kişisel bir menfaat olarak ailenize ve dostlarınıza karşın bir sahipsizlik duygusu yaratacağı endişesini hiç mi taşımıyorsunuz...
GÜLÜM ÇAMLISOY- Vedat bey! şunu samimiyetle itiraf etmeliyim ki böyle bir şüphenin altında hiç ezilmedim . Ben doluluğumun izahında bu tür aile ve çevre dostlarımın varlığını yadsınamaz bir gerçeklikle her zaman ön planda tuabilmeyi kendi ibadetimin bir parçası addetmişimdir. Kaldı ki yaşamımın unsuru ölçüsünde
insan kavramı en değer verdiğim husustur.Lakin edebi sarfiyatımın yoğunluğu beni ve dostlarımı asla endişeye düşürecek bir menfaata bürünemez ve bürünmemiştir de...İnanın bunu böyle olası bir farkedilirlik olarak vurgulamanız dahi benim en büyük imkansızlığımdır. Bilesiniz...
VEDAT DÜNDAR-Tabi bilebilirliğimiz için her sorum muhtemel bir merakımız beraberinde hem bana, hem bizahi okuyucularımıza karşı sizin nezdinizde bir ışık  olacaktır.Gülüm hanım isterseniz biraz da isminizin gül takısından bahsedelim yani neden bizzat Gül değil de böyle takı alarak Gülüm olduğunun bildiğiniz bir 
izahı var mı?
GÜLÜM ÇAMLISOY-Elbette var, bu ad benim canım anneciğimin kendisine bahşettiği  bir armağan olduğunu daha o çocukluk yıllarım da öğrenmiştim efendim. Sevgili validem beni doğurduğunda sadece gül diye hitap etmenin kendi sevgisini eksik
bırakacağı varsayımıyla Gül'e,"üm" takısı ekleyerek bu yürek sevgisinin isimsel mimarı olması, benim bu cihette daha doğarken var olduğum yüce aile  sevgisinin bana bahşedilen bir armağanıdır.
VEDAT DÜNDAR-İlginç bulmadım desem yeridir.Zira anne yüreğinin nelere kadir  olduğu hangi olağanüstü sevgileri beslediği sadece anne tabiatında,anneye özel bir muhteşemliktir. Bu vesileyle bu olası ayrıntılı sevgileri ilginçliği yerine,  bir anne sevgisinin sıradanlığıdır diye düşünmemiz daha doğru olur.
Peki sevgili Çamlısoy bu "Gülüm" isminin ifadesini de böylece çözdükten sonra Gelelim benim için belki de sizin için asıl önemli mevzuların irdelenmesine ,efendim belki biraz sert ve belki de incitici olabilecek görüşlerimin size soru olarak tevdiine acaba ne kadar hazırsınız inanın şu an bilemiyorum. lakin sormaktan ve sorarken görüşlerimi imtina etmekten kaçınırsam bu söyleşi
ve sizin kısmi tanıtımınız hakkında objektif olasılıktan mahrum olmasına olan korkum beni cesaretlendirmektedir.Ne dersiniz  ?Haksız mıyım ?
GÜLÜM ÇAMLISOY-(Tebessüm derecesinde gülüyor) Hocam ben bu söyleşiyi aslında kendi adıma bir sınav olarak da telakki etmekteyim.Değil mi ki siz, benim için böylesine zaman ayırarak var ettiğiniz bu güzide kıymete karşın, sizin bütün  sert görüşlerinizi başımın üstünde taşımam benim en kolay ve en sevdiğim halim
olduğunu bizzat göreceksiniz.Müsterih olun efendim. Ben sizin gibi kıymetler nispetinde varsa bir eksiğim irdelenmesini,  ruhumun ve nacizane edebi varlığımın bir şansı olarak görmekteyim.Yani bugün benim şanslı günüm emin olunuz.
VEDAT DÜNDAR-Efendim günah benden gitti.En azından inciteceğim ihtimalini esnek ve o toleranslı mükemmeliyetinizle törpülediniz.Bu cihetle çekinmeden ifade etmeliyim ki,  ben kendi adıma sizin bazı şiir ve nesirlerinizi okurken şiddetli bir şekilde kasılarak soru işaretlerine vasıl oluyorum.Şiirleriniz de
Anlaşılırlık ölçüsünde sıkıntılar yaşıyorum.Bu bazı nesirlerinizde de aynı  şekilde sürüyor.Hatırlarsanız bunu umuma açık şekil de bir gün irdelemiştim. Bugün de umuma açık irdeliyorum.Gene bir şekil de bağışlayıcı olabilecek misiniz  merak ediyorum efendim...
GÜLÜM ÇAMLISOY-(Yüzünde ve gözlerin de beliren acı bir tebessüm ifadesi seziyorum.Lakin dirayetinden ve metanetinden renk verecek kadar zayıf değil)...
Bakınız Vedat bey bu sözlerinize ve benim için çok özel kıymet arzeden bu tespitlerinize ,size olan saygım ve bana sunduğunuz yakın alakanın nispetin de elbette şükran ve minnetle karşıladığımı özellikle bilmenizi isterim.Benim hayalimde yarattığım o edebi dağımın eteklerinde henüz emeklemekle meşgulüm.Birgün zirveye kendi bayrağımı dikmek en büyük emelim olarak yaşamaktadır.
İşte o zirvenin yolu, sizin gibi kendine münhasır edebi kalemlerin benim için sarfedeceği kritiklerle yarılanacaktır.Bakınız yaralanacaktır demiyorum yarılanacaktır diyorum .Çünkü doğrusu bu, ben yaralanırsam o yara ile zaten zirve hayalim kurulamaz.Lakin beni itekleyecek bu tür görüşler bana yepyeni ivmeler kazandıracağı gerçeğine sıkı sıkıya tutunmayı esnekliğim değil felsefem yaptım diyebilirim...Tespitiniz de haklılık payı olduğunu şiddetle
görüyorum efendim bu yüzden biraz daha sadeleşmenin engin gayretini de artık  ilkem edindiğimi bilmenizi isterim...
VEDAT DÜNDAR- Laf biraz ağzıma tıkandı ama olsun doğru sandığımı bildiklerimden devam edelim efendim, gene bazı şiirlerinizi anlayabilmek adına sözlük tüketmek ve bu vesileyle mısraların anlamlarını çözümlemek için dakikalarca sarfettiğimiz
gayretlerimizi burada vurgulamak isterim.Dadaist bir içtihatla kaleme aldığınız öyle kalburüstü kıvamlı, ağdalı ifadeleriniz var ki,inanın anlamakta güçlük çekiyorum.Bir yandan da olağanüstü olması ihtimali ile elimin tersi ile iterek sarf-ı nazar etmeye kıyamıyorum..Yani ikilemdeyim...Bizi, en azından beni, neden
böyle ikileme sokuyorsunuz söyler misiniz ?
GÜLÜM ÇAMLISOY-Bu ikilem ifadenizin ikinci paragrafından onur duyduğumu özellikle belirtmeliyim "sarfı nazar" etmediğiniz ve "kıyamadığınız" o hususiyetin sahibesi olmak gurur okşuyor.Oysa birinci paragrafınızda ki anlatıma dönersek,Vedat bey çocukluğumdan bu yana okuduğum kitabın bu vesileyle kitap okuma zevkimin bir haddi hiç oluşmadı.Sınırsız bir şevkle okuduğum o kitapların ben de bıraktığı bakiye, zengin bir kelime zenginliğinin yanında anlatım derinliğinin haddine de olumlu katkılar bırakmıştır. Burada sizin tabirinizle biraz olsun ölçüyü kaçırmış 
olabilirim.Siz buna ağda diyorsunuz ben size gerekli hakkı vererek buna gene de  ucu açık bir edebi oluşum olarak bakıyorum.Fakat dikkat edeceğiniz gibi artık nispeten daha sade yazmanın gayreti içinde olduğumu da biliyor görüyorsunuzdur.
VEDAT DÜNDAR-Efendim bunu bariz bir şekilde son şiirlerinizde tespit ederek  memnun olduğumu belirtmeliyim.Sizin gibi değerli bir sanatçının çorbasında bir dirhem tuz olmanın ağır sorumluluğu ve gururunu tatmak beni onore etmiştir. Lakin diğer bir tespitimde odur ki,eserleriniz de her ne kadar derinliğe önem verseniz de emosyonalist bir eksiklik, yani duyguya öncelik veren bir eğilimin
zafiyetini görüyorum.Bu benim nacizane tespitimdir katılır veya katılmazsınız
GÜLÜM ÇAMLISOY-Tabi bu hususi tespitinize hem katılıyor ama geniş yelpaze de hem de katılmadığımı belirtmeliyim.Duygu faktörünün eksikliğini siz ağır anlatımımın bir gerekçesi gibi algılıyorsunuz.Oysa  dikkat ederseniz Vedat bey
bir çok ifademin hani sizin ağda dediğiniz bir çok ifademin içine nice göz yaşları saklanarak ağlamıştır bunu da belirtmeliyim.Bazen bunları yani sizin eksik addettiğiniz duyguları gizlemek ve bunların gizlendiği yerden çıkarılmasını sağlamak çoğu kez okuyucularıma bıraktığım bir düsturdur.İstermisiniz siz de farketmediğiniz bir düstur eksikliği olsun(Kahkahalarla gülüyor)
VEDAT DÜNDAR-(Ben gülmüyorum tabi)(Ben tenkit yediğim zaman güldüğümü de hiç hatırlamam.Neyse)Gülüm hanım !(Bu hitabımı da biraz tuhaf buldum bir an annesi gibi hissettim) sizin dobra halinizden tevazu yarattığınızı biliyorum.Tevazu hakimiyetinizden de realistik bir karakterle savunduğunuz hususlarda ki dik duruşunuzdan etkilenmişimdir hep...Fakat insaf edin eserlerinizi anlamak
adına neden büyük bir zaman harcanmasının zorluğuna bizi böyle sürüklemenizin garabetini de hala çözmüş değilim.Bizler sizin en yakınınız olmadığımız ahval de bizi böylesi bir fedakarlığa düşürmek sizce ne kadar etiktir
GÜLÜM ÇAMLISOY-Bakınız hocam değerli tespitlerinizden alacağım önemli husular var bunları asla yadsıyamam...Lakin ben genele hitap etmeden önce belirli bir zümreye hitap etmeyi bu vesileyle eksantrik bir anlatımın mimarlığını kendi ölçülerime göre dikmeyi seven bir naciz sanatkarım.Yoksa halk şairi
olur çıkardım. Benim ki bir dil altı hapıdır.İsterseniz çözüme bir de
buradan bakın tavsiyem olacaktır...
VEDAT DÜNDAR-Gülüm hanım konu deşildikçe savunmanız kademeli olarak sertleşti bu tabi bu en mütenasip hakkınızdır.Fakat zikrettiğim üzere gerçekler "dil hapı" gibi kelime oyunlarıyla örtülemez diye düşünüyorum.yani bana ne kadar nispetli  
hak verdiğiniz konusunda ölçü biraz karıştı mı ne...
GÜLÜM ÇAMLISOY-Karışmadı Vedat bey derken(Sanki istihzayla güler gibi gamzeleri kıvrılıyor)Ben sizin verdiklerinizden kendimce aldıklarımı aldığımı biliyorsunuz arta kalan teferruatı da hesaplarsam ve bizzat dikkate alırsam kendi içeriğime karşı polemiğe daha doğrusu bir bütün olarak suçlamaya düşerim ki bunu asla ve katiyetle kabul edemem.Netice de ne siz bir savcı ve ne de ben suçluyum .değil mi?
VEDAT DÜNDAR-(Şu an buz gibiyim )(Lakin her zaman fazla cömert konuşmanın yaratacağı komplikasyonlara da hazır olmalıyım) (böyle zamanlar da en iyi bildiğim stratejimi devreye sokmakta mahirim ki işte bu cihetle)Gülüm hanım diye söze tekrardan giriyorum.Görüyorum ki kabul ediş ve retleriniz de öyle
bir ölçü kurmuşsunuz ki hem kendinize hem karşınızdakine soluk alma ve söze mesafe koyma hususunda oldukça kabiliyetlisiniz. O zaman itiraf edeyim benim krıtiklerimin yüzde çoğunluğu kişinin sanatsal yönünden çok onun karakteristik tevazu ve inceliğini ortaya çıkarmak amacını taşır.Sizin sanat yapınız okurlarca zaten bilindik bir mevzu iken bu esnek yapınızın güzelliği de böylece ortaya çıkmış oldu,Fena mı oldu.Ben şahsen böyle tolerans inceliğinde sınıfta kalacak kadar katı iken, siz de var olan kültürel tartınızın
ağırlığını da ortaya çıkarma da elbette tuzak sorularım olabiliyor.
Eğer bir okul da olsaydınız birincilik adına şanslı olduğunuz sınavlar
verdiniz bu röportajınız da...
GÜLÜM ÇAMLISOY- Bakınız bu sözlerinize Yasemin Demir gibi cevap vereceğim "Alem adamsınız Vedat bey)
VEDAT DÜNDAR-Artık söyleşimizin sonuna yaklaşıyoruz...Ama bir tespitimi daha söylemeden edemeyeceğim.Kuzum bütün sanat sitelerin de astığınız sizi yansıtmayan ve asla fotojenik durmayan adeta dürtüklenerek zorla gülmüş gibi duran o resminizi değiştirmeyi hiç mi düşünmüyorsunuz.Aynı garabet sevgili Yasemin Demir'in astığı o resimde de mevcut...İnanın ben bu iki fotolardan çok daha güzel olduğunuz gerçeğiyle bu resimleri artık görmek istemiyorum.Haksız mıyım efendim...
GÜLÜM ÇAMLISOY- Bakınız bu çok kolay kabul edilebilir bir istek neden olmasın tabi kendi adıma konuşuyorum...Yasemin hanımı bilemem.Aslında ben de haklı olsanız bile ben Yasemin hanımın resmini hem sempatik hem de çok sıcak buluyorum.Umarım bu fikrinize kapılıp değiştirmez...
VEDAT DÜNDAR- Sevgili Çamlısoy oldukça samimi ve yapıcı bir söyleşi olduğu kanaatindeyim.Sizinle sohbet çok güzel ve ben de önemli bir anı bırakacaktır.Bu vesileyle çok ama çok teşekkür ediyorum...
GÜLÜM ÇAMLISOY- Rica ederim Vedat bey sizi nispeten tanıyordum lakin  böyle birebir bir sohbetin içine taşınacağımızı hayal bile edemezdim asıl bu imkanınız için ben size teşekkür ederim efendim ...
( Gülüm Çamlısoy La Hayali Bir Söyleşi başlıklı yazı Vedatdündar8 tarafından 26.11.2017 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.