uyanış
zaman kendi içinde kayıp bir ülke
pusulam şaşkın
yollarım sisli
tıp kı gözlerim gibi…
meçhul adımlarla yürüyorum karanlığa
iz taşıyan her acıya diz çöküyorum içimde
karıncalar bile terk etmiş dualarımın bereketini
belki
şafakları firarda
hayalcisi bile olmayan
sallanan kırık bir sandalyeyim
ya da
ahşap gülüşü olmayan bir salıncağım belki de
çocukluk düşlerim,
sorgusuz sualsiz çarmıha gerilmiş
belli ki içimde oyuncak askerleri olmayan bir savaş
var
ve bir bir ölüyor içimdeki renkleri vurulmuş
uçurtmalarım
gözlerim kapalı
bir uyanış resmediyorum
toprak kokuyor saçlarımın yağmurları
ormanlar içiyorum kana kana
gelincikler serpiyorum ovalarıma
gümüş derelerde sektiriyorum çocukluğumu
yaban balları ile sıvazlıyorum dudaklarımı
çiy taneleri kirpiklerimde
nefesim ise Annem kokuyor…
İlhanaşıcıeylülikibinonbeş