o günlerde
gözlerimiz, savurabildiğimiz kadar küfür
dilimiz ise zehrine çöreklenmiş ağrısız öfkeydi
sokak sokaktı peşinden koştuğumuz yarınlar
duvarlarda delik deşik şafak kırığıydı düşünceler
ve sen sevdiğim,
kan revan içinde hangi duanın telaşıydın
bu günlerde
hangi faili meçhul bir tecavüzün kasık ağrısıyız belli değil
biz mi mültecisiyiz yarınlarımıza uzanamadığımız toprağımızda
yoksa toprak mı çekiyor nefsimiz üstelik daha doyamadan
ve sen sevdiğim,
kan revan içinde hangi özgürlüğün telaşısın
en tuzlusundan at kendini denize
ve bilmediğin tüm özgürlük şarkılarını yüzdür kulaçlarında
bir yelkende sen aç yarınlara
beni düşünme
ki ben senin her sesine nefes
her nefesine de rüzgar olur doldururum yelkenleri
yeter ki ağlama…
ilhanaşıcıotuzbiraralıkikibinonbeş