Ne gezersin Ferhat benim bu dağ ıssız başımda

Aşkın feryadı hasreti akar düşer gözlerinin yaşında

Yaralısın elindeki kazmayla o yaran eşilmez

Şirinden mi ayırdılar daha aşkın ilk başında

 

Ne söylersin sen ey dağ sen ne anlarsın sen

Taştan katısın yumuşatmaya geldim seni ben

Deleceğim sineni edeceğim parça parça

Seni delmeden varamayacağım şirinimin yanına

 

Senide mi şartlandırdılar benden katı olanlar

Bağrımı delmeyle onlar bilmem ne kazanacaklar

Seni oyalayacaklar yine şirinine vermeyecekler

Benim bağrımı delsen de onların bağrı delinmeden olmaz

Onlar benden katılar varamayacaksın şirinin kapısına

 

Sen ne dersin ey dağ yüreğin onlardan yumuşak

Onlar bana zorluğu gösterdiler kucak kucak

Delmezsem bağrını şirin dediler yar olmayacak

Bırak deleyim bağrını varayım şirinimin yanına

 

Anlamazsın Ferhat gel eş yüreğimi yumuşak bulacaksın

Lakin sonunda Muradına eremeyecek kavuşamayacaksın

Benden daha katı onlar benden ders almaz anlayacaksın

Vur kazmayı sineme kendine bir çıkış yolu bulsan da

Şirine varacak bir yolu zor bulacaksın girmeyeceksin koynuna

 

Ey dağlar dışı sert içi yumuşak dağlar

Ben ne ederim şirinsiz söyleyin yüreğim ağlar

Bana sizi yol gösterdi o yolsuz vicdansız olanlar

Yardım edin ey dağlar şirinim bensiz kaldı ağlar

 

Açacağın yol kendine yol olacak vur kazmayı ne beklersin

Sen kazmayı vurdukça şirinin yüreğini onların eliyle eşersin

Sana yol olan şirine çıkmaz varmaya uçurum olacaktır bilesin

Vuslat aşkta ahrette olur eştikçe bağrımızı göresin

Şirine varmayı kucaklamayı ahrette bekleyesin

 

Eşmek kaderimde varsa eşeceğim hakkın emriyse

Ben eştikçe gömüleceğim şirin bana gelmezse

Ondan önce onların sinesini eşmek isterim günü gelirse

Vurduğum her kazma sineme vurulsun isterse

Ahrette beklerim şirinimi Rabbim böyle isterse

 

Feryat dağa kazmayı vurdukça kayalar parçalanır

Hem Ferhat hem şirinin yürekleri alev alev alevlenir

Söndürecek su bulunmaz dağda ırmaklar çoksun aksa

Alına ne yazılırsa gelir başa gözlerde yaşlarda aksa

Vuslat ahrette olacak Mevla bunu böyle yazdıysa

 

 Aşkı bilmez kullar dünya menfaatini karıştırır

Aşkı çıkmaza soksalar da aşk çıkmaza girmez anlaşılır

Gönülde açar bağlar eser hasret rüzgârına karışır

Alına ne yazılırsa gelir başa gözlerde yaşlarda aksa

Vuslat ahrette olacak Mevla bunu böyle yazdıysa

Mehmet Aluç / Âşık Gülveren

 

( Ferhat’ın Dağla Muhabbeti başlıklı yazı kul mehmet tarafından 4/6/2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu