1
Kalemimi hiddetimle fırlattım!
Baktım
İnatla duruyor karşımda
Kırılmamış…
Yazmaktan hayli kirlendi
Yazarken çığlığı sel gibi geliyordu üzerime!
İçimde yanardağ
Ucuna basa basa kuruyordum kâğıtla ölümüne bağ!
Yazdığımdan ötürü her günde
Kim okursa bırakmıyordu sağ
Yok, olacak gibi değildi kündeyle…
Durur karşımda
Sanki yıkılmaz gibi dağ!
Yakmalı kalemi
Uçsun varsın külleri
Ağlatsın
Çocuklarıyla kalmış dulları!
Parayı ne yapayım
Sevdiğim ölmüş derken
Savrulsun değersiz pulları…
Lakin bir kalem ölür diğeri açılır
Ben yazmazsam başkası saçılır
Dert varken hangisinden kaçılır
Benimkisi çocuksu veryansın!
Fırlattığım kalem karşımda çıldırasıya gülüyor
Baktıkça ona yüzüm, betim benzim soluyor!
Almazsam yine elime
Dur diyemeyeceğim lafazan dilime
Lakin kim dinler ağzımdan çıkanı
Sel gibi akanı…
Kalemi yeniden açtım
Sivrildi…
Dudaklarım kapandı!
İçimde ne varsa
Deprem etkisiyle
Satırlara devrildi…
Okuyanın vay, vay haline
Bulacakmış gibi okur hazine
Vurmak yerine dizine
Çare arar başkasından beyhude…
“Oku”
Kalemin yazdığını değil!
Bak etrafına
Yaratmış yaratan nasıl da ehil…
Suskun dil
Tükenmiş pil…
Yusuflar oturur
Bak
Kuyuda eğil
…/
Kabus nöbetleriyle uykudan ayıldığımda
Kuyunun karanlığına inandım durdum…
Gecelerimi korkuyla süsledim kurdum
Bedenimden ötesi değilmiş asla yurdum
Ondan ayrıldığımda,
Kalemim verdi son kez selam
Dedim
“Aleyna aleyküm selam!"
Toprak taneleri üzerime kar gibi yağarken!
Al sana işte gerçek
Boşa korkmuşsun
Boşa ödlek…
Saffet Kuramaz