Elime aldım mı bir kitabı, soluksuz bir saat kırk beş dakika kadar
takılırım... Etrafta da beni uyaran bir şey yoksa, o süre daha da uzayabilir
iki saate üç saate kadar... Sakinlik ve huzur kitap okurken en gerekli şeylerin
başında benim için...
Güzel bir öğleden sonrası... İş yerimde ki kitaplıktan şöyle de insanı yormayan
biraz mizah ağırlıklı bir kitabı hemen de bulurum ki zaten bir dolu mizah
kitaplarım... Adaşımın bir kitabı Ahmet Şerif İzgörenin ''Şu Hortumlu Dünya da
Fil Yalnız Bir Hayvandır.'' aldım elime gözlerimle aşkı başladı kitabın...
Beş dakika geçti geçmedi, sinekler silsilesinden bir iki tane canına susamış
dişi mi erkek mi olduğunu da bilemediğim sinek sıkletler hemen baş ucumda
bitiverdiler... Ya arkadaşım, okuyorum şurada, ittirin gidin sokağa bebenin
biri bir dondurma düşürmüştür belki, yakında ki çöplere zıplayın, ben gördüm
demin Emine teyze bir sürü mutfağından çöp döktü oraya...
Yok, yok illa ki ben o kitabı okurken, bana dert, tasa, gam, keder olarak geri
dönecekler sinek sıkletler... Ezmekte istemiyorum, zaten üç beş günlük ömürleri
var. Pıssst diyorum, elimi sallıyorum, hissst diyorum, hatta hoşttt da diyorum
zerre tınmıyorlar... Yahu ben ne yaptım size? Sinekler, ineklik etmeyin. Ya da edeceksiniz
başka birine gidin edin...
İki satır okuyorum zırt yanımda bitiyor. Üç beş satır daha okuyorum, burnumdan,
kulağımdan girmeye çalışıyor zibidiler... Kitabı vursam kafalarına, kitap
kanlanacak, olacak kanlı kitap. Sineklikte çok uzakta... Ne yapmalı, nasıl
etmeli, kime gitmeli? Dur bakayım, dur bakayım, belki de bunlar mizah okumama
mı bozuldular? Bunu bırakıp da bir şiir kitabı mı alsam elime yoksa? Amaaan,
neler saçmalıyorum yahu ben de...
Üstlerine kimyasal bir şeyler sıksam, o da bana dokunuyor, alerjim var biraz.
Sıkmasam da onlar beni sıkıyor. Yok, yok, bunu da ayrı bir yazı konusu olarak
yazmam lazım. Başlığı da aynen şöyle olmalı ''Kara Sineklerin ve Sivri
Sineklerin Türk Kültürüne ve Türk Mizahına Verdiği Zararların Sosyopsikolojik ve
Sosyoekonomik Olarak İrdelenmesi ve İncelenmesi.'' Off vallahi çok yordu bu
sinekler beni, hem de ne yorma, baksana, aklımız başımızdan da gitti...