1
Yasını unutan şehrin gazabıyım.
İri ölçekli düşlerimde bir yorgun
savaşçı
Buhar olan dünlerimde
Mavi ile yeşilin dansı.
Hatmi çiçeğinde yaşıyorum
Yaşatıyorum özümü ve özrümü şiirlerde
Bir de kıstası yok rüzgârın, sevgili:
Dirayeti kırılan ihanet erbabı
sitemlerde
Yok tekrarı ömrün asla da olmayacak
İflas eden ruhun tutsaklığında
Aşka bandığım hüznü elerken
mısralarımda
Hangi yürekte saklı kalacağım, söyle!
Belki de susmanın eşiğinde bir dua
ederim
Sessizce duyulmazın tınısına vakıf
Tanrının
Varlığına sığındığım kadar
Küçük cüssemde
Ben bir şehir kadar kalabalığım,
sevgili:
Beylik bir hüzünle geldim yanına
Benlik bir sitemle kendimi ihbar
ettim
Tüm hikayelerimde:
Yüzü olmayan sevdalarla ihya oldum
Günü yoksun geceden çaldım belki de
Dünlük pişmanlıklarımı.
Ve bir bir tırmandım eteklerine:
Dağlarda ikramı cihanın
Dağ gibi dayandım varlığında
Beylik bir huzurdu işte
Kıyama duran aşkın
Işığına yenik düşen fevri gölgemle
Huzuru yâd ettim
Seninle ve her şiirle.
Bir de küsmeseydim şunca insana
Bir de sevmeyi becerebilseydi
İblis ve kervanı
Yola çıkmışken bir kış akşamı.
Kasımda müebbet;
Yarında saklı kudret
Efkârın tortusu çöktükçe derine…
İhya oldum yeniden
Senelere yenik düşmeden
Hala kanıksadığım çocuk neşemle.
Zamanda kayıtsız bir an’ım;
Yollarda kayıp kervanım
İçimdeki dergâhımda
Buyur ettiğim ömürlük hüznümle
Ben şiir olmaya geldim;
Gecenin indinde tutsak mabedimde
Sönmeyen yangına delalet
Bu aşk ateşi ile.