1
Arama sorma kimde diye kabahat
Hak dergâhına yüz sürmedin sende heyhat
Sende bil sende var işte şatafat
Kabahati ara kendinde budur marifet
Yeter bitsin gönüldeki bu efgan
Yeter artık üzülmesin o canan
Gönlün olsun artık yeter rahat
Seherde çekersin feryadı avaz avaz
Ne avaz avaz bağırırsın ey beynamaz
Seherde hiç kıldın mı hak için namaz
Essin aç gönül pencereni eserken saba
Saba rüzgârı eserken anlarsın olduğunu çok kaba
Haydi, biraz coşsun bu rüzgârla gelsin çaba
Rahat olmazsan kesilmeyecek bu feryat
Hatasız yok kul budur dünyada ki hayat
Et haydi göreceksin gönüllere bir seyahat
Önce kendi gönlüne et bak var mı sende kifayet
İnanıyorum ki bir daha etmeyeceksin asla şikâyet
Benim bu söylediklerimdir biraz
Sende umarım etmeyeceksin itiraz
Hakkın dergâhında kalmaz söner alaz
Hakkın dergâhını bil gönlüm eyle karargâh
Yoksa sonunda diyeceğim olur hep ah
Bir daha üstüne doğar mı bilinmez sabah
Kaçırma kendini hak dergâhında andan
Varırsan ne güzel olur ey gönlüm candan
Neden mahrum ediyorsun kendini saraydan
Ne zamana kadar kaçacaksın Yüce Yaratandan
Bak şu âleme ey gönlüm neler saçar
Sen gibi beyinsiz hiç durmaz bakmaz kaçar
Bundan nedendir ki kalırsın naçar
Sen kaçarken söylesene sana kim bakar
Önüne bakmayan kuyuya düşer
Böyle kendine hem de âleme küser
Birde küskünlükle utanmadan dudak büker
Kendini sanırsın ki tadından yenilmez şeker
Bak âleme bak kendine anla de ben bir deryayım
Önce kendime bakayım sonra âlemi anlayayım
Anlayamazsam bir bilene bir kâmil olana sorayım
Nedir bu gurur ey gönlüm söyle ederin ne anlayayım
Gelmeden hazan mevsimi artık bir gönlü sar
Sanma her mevsimin olacak nevbahar
Akıbet güzel olmazsa her yer olacak dar
Yaz gününde başına yağdırma gönlüm kar
Ölüm anı gelince ey gönlüm eder mestane
Sanma her yediğini sende artık kestane
Mehmet Aluç – Âşık Gülveren