……….Ölüm'ün ateşi ,
Gözlerine değdiği an
Yüreğin yanacak.
Bütün renkler solacak,
Bütün ışıklar sönecek.
İçin acıyacak.
Yaşayamadığın hayaller
Tadamadığın mutluluklar.
Yavaş yavaş silinecek.
……….İki damla yaş dökülecek
Ruhunun derinliklerine.
Son isteğin sorulduğunda
Haykıracaksın sessizce
“Ömrümün sonbaharında
Kum saatim kırılmadan
Sevmek ve sevilmek istiyorum” diye.
Haykırışlarını duymayacak hiç kimse.
………..Sen yine de
Karanlıklara dalacaksın.
Her adımda daha daha derinlere
Peşinde ,
Her dakikası pişmanlık dolu anılar.
İçindeki mevsimler hep Sonbahar.
…………Sonunda
Kum saatin kırıldığında
Her şeyin yok olduğu noktada
İnci tanesi bulan dalgıç gibi
Bulacaksın kendini.
………..İşte o an ruhundan
İki beyaz güvercin yükselecek
Biri sevgilerini, diğeri kaygılarını
Taşıyacak kanatlarında
Sevgilerini denizin yakamozuna.
Kaygılarını gecenin kucağına gömecekler.
Mezar taşın olacak
bembeyaz mermerden.
Üzerine yazılacak.
………….Ölmeden ölümü yaşıyordu ZATEN..!
…………………………………………………ENA.