ve göğsüne bastırıp sömürgenin bütün ağrılarını
kentlere bir küfür gibi abanarak
bulutlarını da yanına alıp, gidiyor musun ?


göç bitti ...

Uzun ve uzak yolların tozudur uçuşup duran
nasıl çatlıyorsa bulutsuz toprağın esmer yüzü
alnımızda yorgun izleri, yenilginin ve zamanın
görüyor musun ?



düş yitti ...

Milâtsız bir buhur’du soluk, rüzgârda savrulan
kokusunu yitirdiyse de güller ve talan iklimi olduysa da
mayıs, deli bir pervaneydi, dönüp-dönüp ellerine koşan
duyuyor musun ?



söz bitti ...

Ses de sarardı tozlanınca kelimeler
kanayan bir lâl oluş tu kitaplar, köklerini tırmalayan
ki köprüleri ateşe verilen şehirdi ayrılık
gökyüzü martısız bir okyanustu ve burağan
insandan isyana bir göçün hikâyesiydik genç ömrümüzde
anılar, yangınların ortasında üşüyen bir çığlık şimdi
susuyor musun ?



M.H
aralık-2oo9

( düzenleme: A.İlayda Baydemir )
( İnsandan İsyana Bir Göçün Hikayesiydik başlıklı yazı mehmet-hursi tarafından 2/8/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.