Zaman, bir ninnidir aklımda kalan.
Kırık bir beşiktir sallanır durur.
Anlatırlar ama hepsi de yalan.
Geçmişi düşündükçe kalbime vurur,
Kırık bir beşiktir sallanır durur.

Zaman, bir fırçadır tabloda solan.
Salla boşlukta gök rengini.
Zaman bir testidir pınarda dolan.
Çınarın altında renk zengini,
Salla boşlukta gök rengini.

Zaman, bir yapraktır dalında kurur.
Bir ‘Eylül’ akşamında rüzgar önünde.
Benimle birlikte savrulur durur.
Ağır ağır ilerlerken batı yönünde,
Bir ‘Eylül’ akşamında rüzgar önünde.

Zaman, bir yıldızdır ufuktan batan.
Bir ömür gibi ansızın kaybolur.
Zaman bir yılandır koynunda yatan.
Zamana hükmeden kendini korur,
Bir ömür gibi ansızın kaybolur.


Zaman, eriten bir seldir sevgimizi.
Yanında olmaz kimse senin acında.
Bulandırır denizi ardından kalbimizi.
Sevdiğin sallanırken o darağacında,
Yanında olmaz kimse senin acında.

Zaman, uykuya dalmış gecelerdir.
Yıldızlar düşerken penceremize.
Bizi ölüme sürükleyen hecelerdir.
Zaman hançerini saplar hançeremize,
Yıldızlar düşerken penceremize.

Tan yeri ağardı, mehtap kaçıyor.
Zaman anlaşılmaz yaptı insanı.
Ufukta yeni bir gün daha açıyor.
Düşün ki dost mu düşman mı zamanı,
Zaman anlaşılmaz yaptı insanı.
07 12 1998

KAYNAK: Mustafa İsmet Keskin, Yıldızlar Düşerken Penceremize; Gündüz Kitapevi Yayınları, Ankara,2008
( Yıldızlar Düşerken Penceremize (Sızlıyor Zaman) başlıklı yazı şaircesevmek tarafından 25.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.