NE SOLUK VAR NE NEFES






Süzülür gök türbentten dökülerek aşağı
Bazen elem tohumu bazen vuslat başağı 
Baldıranamı çaldım sevda denen kaşığı 
Bu kaçıncı bahardır beklediğim bilirsin 
Bilirim gün gelecek sende dönüp gelirsin 


Kirpiğimden asılı ham yüreğimin gamı 
Zifiri karanlıklar kaplar duruyor camı 
Boşlukların sancısı zehir ediyor damı 
Hazana hibe ettim taze gelen baharı 
Baharda dile gelir döşümün intizarı 


Züleyha gözlerini semada izliyorum 
Pencereden aşağı yolunu gözlüyorum
Kulpu kopmuş geçmişi ruhumda közlüyorum
Yanıca koca mazi onunla yanıyorum 
Yalnızlık kuralını sonradan tanıyorum 


Ahirete göç vakti rüyalarımda bir ses 
Canım tenden çekilir ne soluk var ne nefes
Daralır çemberinden makber denilen kafes
Kıymet görmez nezdimden taşıdığım garip can 
Korkularım sensizlik ölümden değil inan 


Ya alev yapraklı gül ya güvercin kanadı 
Hüsranı bilmem ama hüzünün vardır adı 
Emri vuku olurda dolacaksa miyadı 
Musalaya yatırır canı çıkan adamı 
Sarmasan toprak sarar bu efkarlı Adem’i 


MEHMET KILIÇEL
( Ne Soluk Var Ne Nefes başlıklı yazı M.Kılıçel tarafından 7.03.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.