Kırılıyor Aynalar Gerçeği Göstermeden
Eğmeseydin o hilal kaşını
Şiirlerim boynu bükük kalmayacaktı
Akıtmasaydın gözlerimde yaşımı
Gözlerim aşka böyle kör bakmayacaktı
Bir nokta koydun cümlelerimin başına
Sessiz bir çığlık ekledin virgüllerin arasına
Sözlerim belki anlam bulurdu
Masum cümlelerimin arasında
Suskunluğumu yazdırtmasaydın
Bumerang gibi git gel bir döngünün içinde
Kırılıyor aynalar gerçeği göstermeden
Kuşlar gökyüzünde çığlık içinde
Aşina darağacına takılmış kanatları bir bir kesiliyor başları
Vefasız bir yârin terk edilmiş yurdunda asılı kaldım
Ne gelen var ne giden linç ederek eziyor yalnızlığım
Neden bu kadar kifayetsiz sözleri yazıyorum
İncinmiş mi güzel anlamlı sözler ben varamıyorum
Linç ediyor her şey her şehir sokaklar beni
Sahip çıkamadım bir yâre gitme diyemedim diye
Oysa binlerce sözleri vefasızlık katliamıyla kopardı dilimi
Günahkâr elleriyle hasretin darağacında astı beni
Sürgün etti sürgünler şehrine beni gitti sessizce
Bende günahkâr elleriyle asılı kaldım öldüm darağacında
Mehmet Aluç-Gülveren