1
Geçtim dün bir kapının önünde
Taş bağlamıştı açlıktan çocuk karnına
Karşıda zatın biri kurşun sıkıyordu yarınına
Aldım çocuğun karnında taşı fırlattım adamın alnın ortasına
Yandım anam dedi silah elinden düştü
Kurşun saplandı alnının ortasına sıra sıra
Düş dedim şimdi sen dara
Düştü yere uzunlamasına
Düştü cebinden deste deste paralar
Çocuk paralara baktı koş al dedim
Hakkım değil dedi uzaklaştı
Dedim dün dedenden babandan almıştı
Onların parası koş al ister dağıt ister kendine al
Yok, dağıtırım dedi
Dedemin babamın parasıysa dağıtırım baksana açız
Vardım yerde yatan ölmüş aç gözlünün yanına
Aldım elindeki yüzüğü taktım parmağıma
Gömdüm bir çukurun içine
Vardım mekânına tanırdın bu tefeciyi eskiden
Vardım dedim yeğeniyim… Dayım gitti memlekete
Benden sorulur buralar artık geçin yamacıma
Çağırın bize borcu olanları tek tek dizin karşıma
Düzdüler boynu bükükleri
Mahzundu gönülleri
Söz söyleyemiyordu dilleri
Dedim borçlarınız hepsi silindi
Zaten sizin hakkınız değil miydi?
Bakın orada para var ihtiyacınız kadar alın
Bir daha böylesi mekânlara uğramayın
Anlamazlar halden mahzun kalmayın
Herkesin gözlerinde şaşkınlık
Akarken sevinç gözyaşları bu ne canlılık
Eğikti kalktı başları
Değişti bakışları
Zaten üç kuruştu maaşları
Göz dikmişti aç gözlüler boştu sofraları
Dün kapalıydı avuçları
Şimdi doluydu açıktı yolları
Yıkılmıştı önlerindeki sıralı dağları
Et kokusu sardı mahalleyi
Çokta severdim muhallebiyi
Söyledim sağ olsunlar yaptılar
Yanına koymuşlar leblebiyi
Sokaklarda bayram
Evlerde
Ceplerde
Sofralarda bayram neşesi var
Mehmet Aluç-Gülveren