ÜVEYİK KUŞU
Ömrümün gökyüzünde çırpınan,
Bir üveyik kuşudur şu yüreğim.
Ürkek narin kırılgan...
Süzülüp uçarken sevgiyle
Ezbere bildiği yollardan,
her defasında kanatları kırılan.
işte o yüzden,
Ölesiye korkar avcılardan.
İyi bilir kendi kafesini kendi örenler,
uçuramaz yüreğini engine,
aklının zindanından...
Ama yine de yılmadan,
kurmak için yıkılan hayalleri
şiirlerle sil baştan,
Ve uçmak için gönlünün gökyüzünde
hevesle,
Beklerken kapı eşiğinde baharı,
Fesleğen kokulu yağmurlar yağdı.
ıslandı kanatları...
Geçti ebem kuşağının altından,
Düşlerini yedi renge boyadı.
Uzattı ellerini, son bir umutla,
Yeniden tutunmak için hayata,
O sihirli üç harfin dallarına
ama olmadı...
Vefasız bir avcının öksesinde
Yeniden kırıldı kanatları .
Son üveyik kuşudur şu yüreğim
Vuruldukça nesli tükenen
kafesinde çırpınarak sessizce ölen...
MELAHAT ÇETİNKAYA