Şafak sökmüş, gün ışımış bana ne?
İstemem ki, sensiz gelen sabahı.
Yaşamaya olsa türlü bahane.
Neyleyeyim ki güneşe nigahı.

Kunduranın izi durur eşikte.
Gözyaşlarım sıra sıra keşikte.
Sanki bebek oldum leyli beşikte
Bilemezsin "yar" çektiğim o ahı.

Dara düştüm sensizlikte baş ile.
Yaşamak zor hayal ile düş ile.
Çare onmaz gözümde ki yaş ile.
Hem yazımsın, hem gönlümün dergahı.

Arif anlar ki şu derdim nicedir.
Gündüz gelmez her dakikam gecedir.
Rabb'im bilir yücelerden yücedir.
Ezber ettim yıldızlarla, o Mahı.

Sevda benim baş tacımdır yanarım.
Pervaneyim inan olsun dönerim.
Her zerrede döner başım sanırım.
Şu bedenim kıskandırır semahı.

Kul Fikret' im hazan da bir cemredir.
Ölüm haktır, yaratanın emridir.
Nihayette bir ademin ömrüdür.
Ayrılıksa yüreğinin eyvahı.

Mehmet Fikret ÜNALAN
08 Ekim 2019 Saat 17.45
Güzelçamlı/Kuşadası

Üstat Sami Biberoğullarının naziresi

Tad vermiyor artık yollar, yolaklar
Kandırmıyor serin, tatlı bulaklar
Duymaz oldu artık sesi kulaklar
Neyleyeyim nihaventi segahı



( Neyleyeyim Nigahı başlıklı yazı MehmetFikret tarafından 10.10.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.