1
Girince içerime, gördüm sultan yaşıyor
Cümbüşle, eğlenceyle, cennetle koklaşıyor!
Herkes el ele vermiş uçuşurken turnalar
Coşkuyla horon çeker, çalar davul zurnalar!
…
Nerden girmeli, destur? Nerelerde kalmalı!
Aradıkça yolları bir, bir aklım şaşıyor…
Vasıta yok, asırlık çınar gibi dalları
Sultanın icatları, artık beni aşıyor…
Ağızdan baktım kızak gibi her an kayıyor,
Kulaktan girdim sesler çok karışık, bayıyor
Burnumdan girdim soluk alsam ateş yayıyor,
Göze gelince dedim sabır taşı taşıyor!
…/Düş bulanık, kokular yanık, aklımı yutan
Yol korkuyla ürperten… Havasında sır tüten!
…
Midede yok kokular, yüreğimde korkular…
Kan nura âşık, insan yedikçe kaşık, kaşık
Doyurur sağlıklıysa- altın, yakut kurgular
Denizinde yüzerim olurum da bir balık
Her görüntü tanıdık… Sarar gibi sarmaşık…
Sis aniden açılır, fıtratından alışık!
Beyin ve sinir mavi, açılır kapı arzdan,
İçinde sayısız can, dolaşır melek tarzdan
Etkileri yapıcı, dokundukça nur nurdan
Fabrika ayarında ilk eskizi sergiler…
…/Her hücresinde başka an, kum saati gibi
Her organda titreme, dolar boşalır sevgi!
…
Güneşe ilk yolculuk! Helyum patlar dehşetli,
Veriyor sonsuz bir erk, manzarası kasvetli
İnsanı aldatıyor nasılda bereketli
Doğan ölür durmadan gülenler ağlamalı!
Tebliğ eder peygamber, her gülüşü saadet
Her hücrede ahlak ve düzen… Sarar azamet
İlme dayanmış her hal, aramak boş keramet
Deşerse evvelini mümkün mü aklaması…
Bu sanatı deşifre etmez kimse dünyada
Bir ömürle yetinen kul gezer hep rüyada…
Uzayı bile aşan can sıkışmış bünyede
İçini keşfetmekten aciz, insan biçare
…/Cahil kalınca tene, kıvranıyor dert diye
Doktor, doktor geziyor bulurum diye çare!
…
Girince içerime, gördüm sultan yaşıyor
Cümbüşle, eğlenceyle, cennetle koklaşıyor!
Herkes el ele vermiş uçuşurken turnalar
Coşkuyla horon çeker, çalar davul zurnalar!
Saffet Kuramaz