Ben Öğretmenim, Eğitimin Adsız Neferiyim

( Atatürk İlke ve inkılapları doğrultusunda çalışan ve ülkemin her köşesine aydınlık ışıklarını yayan değerli öğretmenlerimize İthafen )

Ben aydınlıkların adamıyım, 
Güneşin ferdi 
Geleceğin temel taşlarını atan 
Eğitimin adsız neferiyim. 

Yeni nesiller eserim olmalı, 
Geleceğin sevgi çiçekleri açmalı, 
Düşünceleri aydınlık olmalı, 
Vatanımın dört köşesine dağılmalı, 
Aydınlık düşünceler onlarla saçılmalı, 

Ben öğretmenim, 
Eğitimin adsız neferiyim 
Elimde kalemim, 
Önümde kitaplarım, 
Kara tahta başında 
Beyaz tebeşirle, 
Geleceğin ışıklarını yetiştirenim. 

Yurdumun her köşesi benim 
Mesafeler önemli değil, 
Karanlıklar engel değil, 
Engelleri aşan benim. 

İdealim güneş olmak 
Işıklarımı saçarak 
Karanlıkları aydınlatmalıyım. 

Dört duvara mahkûm değilim 
Her yer benim dersliğim, 
Herkes benim öğrencim 
Öğretenim, 
Öğrenenim, 
Ben öğretmenim, 
Eğitimin adsız neferiyim. 

Başöğretmenimin gösterdiği hedefte ,
Aydınlık meşalesi elimde 
Engeller tanımadan emin adımlarla 
Karanlıklar üzerine güneş gibi doğarak 
İleriye yürüyenim, 

Ben öğretmenim, 
Eğitimin adsız neferiyim 
Vatanımın dört köşesindeyim 
Başöğretmenimin gösterdiği hedefte 
İlkelerini yaymaktır hedefim.

Dinçer Demirel

****

ATATÜRK'ÜN KÜTAHYA LİSESİ'NDE ÖĞRETMENLERE YAPTIĞI KONUŞMA 

'Muallime hanımlar ve muallime efendiler, bu irfan yuvası altında hepinizi bir arada görmekten ve hepinizi selamlamaktan çok memnunum. Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha değerlidir, hangisi bir diğerinden üstündür? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz. Bu iki ordunun ikisi de hayatidir. Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun değer ve yüceliğini anlatmak için şunu söyleyeyim ki sizler ölen ve öldüren birinci orduya, niçin öldüğünü öğreten bir orduya mensupsunuz. Biz iki ordudan birincisine, vatan çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya -bütün dünya bilir, bütün dünya şahit oldu ki- pek mükemmelen sahibiz. Vatanın dört sene önce düştüğü büyük felaketten sonra, yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen bu düşmanı kutsal vatan toprağında boğup mahvetti. Yalnız bu orduya sahip olmakla, işimiz bitmiş, gayemiz bu ordunun zaferiyle son bulmuş değildir. Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiği kazanımlar sönük kalır. Milletimizi geçek mutluluğa, kurtuluşa ulaştırmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü idare şeklimizin sonsuzluğunu istiyorsak, bir an önce büyük, kusursuz, nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunluluğunda bulunduğumuzu inkâr edemeyiz. Eski idarelerin en büyük kötülüklerinden biri de irfan ordusuna layık olduğu önemi vermemeleridir. Eğer önem verilseydi, geleceği emanet ettiğimiz sizlere, gelecek kadar güvenilir bir mevki verilmesi gerekirdi. Henüz üç dört senelik hayata sahip olan milli idaremizde irfan ordusu ile layık olduğu kadar ilgilenilememiştir. Fakat buradaki mecburiyeti milletin münevverleri olan sizler elbette ki daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetimizi yalnız cephede toplamaya mecbur olduğumuz bu kısa süre içinde tabiatıyla irfan ordusuyla gereğince meşgul olamadık. Lakin Cenabı Hakk'a şükürler olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için harcadığımız bütün emekler mutlu sonucunu verdi. Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı istekle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetlerimizin mutlu ve başarılı sonuçlarını aynı parlaklıkta elde edeceğiz. Arkadaşlar, asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki birliktelik ve alakayı belirtmek için şunu da ifade edeyim, kıymetli bir eserden ordunun ruhu kumanda heyetidir deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz öğretmenler, sizler de irfan ordusunun kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal mücadelesinde üç dört senedir düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız savaşla ordunun ruhu olan kumanda heyeti değerlerinin yüksekliğini nasıl ispat etmişse, bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek savaşında da irfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim. Bu konuda size güveniyor ve saygı ile selamlıyorum.' (Kütahya Lisesi - 24 Mart 1923) "
( Ben Öğretmenim Eğitimin Adsız Neferiyim başlıklı yazı kafkaslar tarafından 24.11.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.