Soguktu havanın rengi.
Suguktu buz gibi sular. 
Dün gece dondu elim göbeginde.
Dün ayazdı gece
Üşüdün mü ...acaba.

Son yapraklar da döküldu elbet bu soguklarda
Elbet çrılçıplak bıraktı buda onları
Ama 
Camların arkasında sıcaktı hayat.
Üşüdü mü ayacıkların 
Üşüdü mü yaralı parmağın
Veyahut; ekmek almaya gittin mi yapayanlız

Sarıp sarmaladı mı yüreğini anneciğin.
Elleriyle ufacıkken senin bedenin.
Ve bir üçtelli sazla dilden dökulen türkülerini
Söyledimi kulağına usulca..
Ve elleri saçlarında 
Ve güvenli dizinde yanağın 
Uyudun mu
Sen hiç..

Şimdi gece senin
Şimdi çay içmeli belki de
Şimdi ayazın en sogugu dışarda
Sokaklar karanlık gece merhametsiz elbet
Ağaçlar Çırılçıplak 
bir köpek azametsiz ve ölü bir kediydi kalan
Üzgünse yüzlerimiz
en büyük pay elbet yüreğimiz....

Ve ikiniz uzun tenorun agzından çıkan bir arya gibisiniz.
Biri digerinden oldukça farklıyken 
Ondan tuhafça uzakken biri
Bir şairin karakaleminde cizgilerdi ikisi
Saman kağıdından ağırdı sayfalar....

Sözleri oldukça zavallıyken 
İmgeyi vurdular kalbinden
Koptu kıyamet bağırdı şairler
Ve o yerde hırlayarak can verirken
Elele tutmuş gidiyordu üçüde 
solda biri ortada ben diğeri sendin sen....

( Vicdansız Bir Ankara başlıklı yazı KANBER İHSAN tarafından 2.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.