Galası olmayan

İki diş arası düş çürüğüdür bu zaman

Hızıyla nakavt eder tüm sayıları

Okunmuş suların heybetinde batar illegâl gemiler

Ve makaslanır zihnimizin kıyıları

 



Köz olur

Kıvılcımına sırt döner alev

Zulasında közlenir türkülerin yasak notası

 Anlamı çıplaklaşır duraksız yolların

Ve yetim bir kardelenin nefesiyle üşür dahası



 

Ağıtsız ölülerin ikliminde nükseder

Doldurulmamış  bulmacadaki boşluk hissi

Kursağındaki son nefese yenik düşer çırpınışlar

Ansızın beyaz bir ürperti sıvazlar sırtımızı

Ve sızılı mesaisini bitirir aldanışlar


  

 

Kanar sivri dilli nasihatler

Ki morg soğuğu gibi müridsiz kalır her zaviye

Sekarat en bilinen nakarat

Ve artık herkes kendi şiirinde kafiye

 



Dikiş tutmaz geçmişin hüznü

Yağmur renkli iç çekişler siner ciğere

Dil altı cümleler yutulur noktasız

Ve rakamların üvey gölgeleri dokunur değere

 



Gözleri çınlatan

Cemreler yoklar toprağın nabzını

Keşkeler mezarlığına döner çehreler

Geçmişin kapısında paslanır  anıların anahtarı

Ve döngünün girdabında boğulur şüpheler



 

Kuraklığın issiz coğrafyasında

Kendini okyanus zanneder gözdeki yaş

Heybesinden ölüm damlayan hiçbir hayat

 Ne son  ne de baş


.   .   .





.

 


( Su Yalnızlığı başlıklı yazı AYDIN UZKAN tarafından 19.12.2019 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.