Düş kırıntılarını ektim toprağa

gönül yaparklarımı savurdum tezat rüzgârlarda 


cahilce sevdim seni her mevsim

cesurca saltanatını kalbimde sürdürdüm 

tek vazgeçilmezimdin yalvardığım

sevdam diye diye


seninle doğdum seninle öldüm

bu idi tek patavatsızlığım 

seninle yeşerdi gönül bahçem

seninle dizelere sığmaz sırlarım


sürüklendim poyraz yellerinde

kopan o fırtınaydın yüreğimde

gözlerine mühürlü mevsimde


yazdı sevdim dercesine kalemim

sensizliğe esir düştü tüm benliğim


gözlerine kul köle oldum sefil ayazlarda

ne olurdu bir tebessüm etseydin umutsuzluğuma

mürekkep olsaydın boş sayfaların beyazına


tütün kokusunda esen güz oldun

gecelerin buğusunda yüreğim talan 

şimdi mehtabın şavkında tuttuğum binlerce dileksin


nefes de titreşen nice şarkıyım

şiir hecesinde ağlayan viraneyim

güz gecesinde solan hayallerim


nice bedeller ödedim azraile

bakmak için deniz mavisi gözlerine

ne demeli şimdi benden göçlerine


üzüm serildiğim mevsim

güz tablosuna düşen iklim

anıp adını yanan meşaleyim

adını türkü bilip de suskunum


artık aşka minnet eden gölgem

harabe yığın mahzun yüreğim 

anılar mezarıma güller ektiğim 


ruhumla savrulduğum kalemde

çırpınan kelimelerin ölümünde

yüz çevirdiğim, sen artık,,

yaşayan meftunsun şiirlerimde…




 

( Düş Kırıntıları başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 10.06.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.