Bu toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi yatanları tanıyormusunuz. Bunlar kimdir, mezarları nerelerde biliyormusunuz. Meraklısı var ise sizlere yol göstereyim.

Trabzon ili Beşikdüzü ilçesine bağlı Geyikli beldesi mezarlığında yüzlerce insan yatmaktadır. Burada yatanların torunları dedelerinin cephelerde ki kahramanlıklarını anlatmakla bitiremezler.

Geyikli beldesinden olan emekli gazeteci yazar Kamil BAYRAKTAR emekli olduktan sonra köyüne yerleşir. İstanbul ilinin karmaşık hayatından usanmış, mütevazi bir hayatı tercih etmiştir. Hiç boş durmamış, bu köyün mezarlığında yatan dedelerimizin geçmiş yaşantılarını kaleme almıştır.

Öğrendiğim bilgilere göre Geyikli beldesinden, Yemen'de, Balkan savaşlarında, Rus savaşlarında, Kurtuluş Savaşının her cephesinde, Kore ülkesinde çıkan savaşa gidenler, terör belasında şehit düşenler, ne ararsan var bu beldede. Kayıtlar da da en çok şehit verenler ve en çok gazi verenler arasında gelmektedir.

Bu benim biraz tuhafıma gitti ve daha da araştırmaya başladım. Bu Geyikli beldesi nasıl bir yermiş böyle. Meğer Osmanlı zamanında Karadeniz bölgesinde dört adet Sancak beyliği varmış. Bu beyliklerin bir tanesi de Geyikli imiş.

Daha önce ki yazılarımda da biraz bahsetmiştim. (Sancağımı buldum) yazısı. Geyikli de asker yetiştirilir, din adamları yetiştirilirmiş. Ne zaman Osmanlı'nın ihtiyacı olduğunda millet top yekun cepheye gidermiş.

Adım gibi eminim ki bu Geyikli'nin böyle bir yer olduğunu Türk Milletinin yüzde doksanı bilmiyordur. Tarih boyunca da devletten bu vatan için yüzlerce şehit verdik, elimiz kolumuz bağlandı, bize yardım edin dememişlerdir. Açlıktan ölseler bile devletten bir şey istemezler.

Halen burada yaşayan insanlar aynı düşüncededir. Devletin bir sürü işi vardır onlarla uğraşsın biz çalışır karnımızı doyururuz derler. Asla boyun bükmez ve dilenmezler. Almış oldukları dini eğitimden dolayı Allah bize sapasağlam el ayak vermiş, çalışır kazanırız ve karnımızı doyururuz derler.

Burada yatan insanlar devletten hiç bir şey istemediler. Üstüne üstlük devletten bir şey istemek ayıplarına gitmektedir. Bu insanlar Anadolu'ya ayak bastıkları tarihten beri böyledirler.

Bu insanlar neden böyle ? Başka etnik kökenliler gibi hiç isyan etmezler. Hükümetler doğru dürüst iş yapmasalar bile. Elbet bir bildikleri vardır diyerek sinesine gömerler. Devleti başlarına devlet olarak görürler. Devlet olmazsa bizler başkalarının ellerinde nasıl insan gibi yaşayabiliriz. Namazlarımızı nasıl kılabiliriz. Ezanları nasıl dinleyebiliriz diye düşünürler.

Devletten para istenmez, ekmek istenmez, iş istenmez. Duyuyormusunuz böyle bir zihniyete sahip insanlar yaşıyor burada. Elimizden gelen ne varsa onu yaparız. Gelmiyor ise Allaha şükreder ne yapalım gücümüz bu kadar diyerek evlerimiz de otururuz. Kendi halimizde eski geleneklerimize uygun yaşantımızla yaşayıp gideriz.

Bu koskoca vatan topraklarında işsiz kalmak, aç kalmak diye bir korku yok yüreklerimiz de. Bulunduğumuz çevre yetmiyor ise dağılırız yurdun dört bir yanına. Her türlü inşaat, fırıncılık, yorgancılık, sanatçılık gibi işler gelir elimizden. Zaten çalışmayan adam barınamaz bizim sülalede. Ya sopayı yer ya da terk etmek zorunda kalır diyarı. Dayak güzel bir şey değil ama dinsizin hakkından imansız gelir diye bir laf vardır. Aynen uygulanır.

En güzel yanı nedir bilirmisiniz ? Kimse açlıktan ölmez. Parası, ekmeği olmayan konu komşular tarafından korunur, kollanır.

Hiç unutmuyorum. Memlekette evin bahçesinde oynuyoruz. Dedem de bizi seyrediyor. Evin önünden geçen yoldan birisi geçerse hemen "Ula uşağum gel ha beri" diye seslenir. İsterse gelmesin. "Uşağam senin karnın açtır otur şuraya karnını doyur öyle git yoluna" dönüp eve seslenir. "Gelin misafir vardır çabuk sofrayı kurun"

Evin önünden kimse yemek yemeden geçemezdi. Böyle düşünen insanların olduğu memlekette hiç bir sorun olur mu ? Kimse aç kalır mı ? Hiç bir sorun olmaz ve kimse de aç kalmaz.

Onun için bu topraklar altında yatan sıra dağlardan biraz utancınız varsa boş durmayın çalışın. Mutlaka karnınızı doyuracak kadar da olsa çalışın başkasına muhtaç olmayın. Devletten hiç bir şey beklemeyin. Devletin yapacak bir sürü işi var.


07.02.2010



( 131- Adam Olan Dilenmez başlıklı yazı Necmi Yaprak tarafından 7.03.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu