güz düşüyor pencereye

efkarımı martılara taşıyan 

alaca bir vakitte


rüzgar ezelden gelen

bir nağmeyi uluyor

hışırdayan yapraklar

gülümsüyor ölüme



sonbahar, atları çayırlara 

salmış

ceviz ağaçları altında

aceleyle cevizleri

toplayan bir sincap


son bahar ağarıyor ruhuma

ve vakit suskun 

çay demlenmiş közünde

bu vakit yine sen tütüyor gözümde


bahçedeki nar ağacı mor bir tablo 

erken olgunlaşmış meyve tane tane 

oracıkta duran nazlı gölgesinde



göğ kızıl yanan ateşli

kuytu harabe kentlerin ıssızlığı 

alınlarıma yağan çiy damlası gibi



kalbim çiçeklerin bahara özlemi  

durgunluğum kar altındaki tohumlar

ah bahar gelse, gülümseyen bahar


ıhlamur kokusuna çöken

kestane mangallarının dumanı

burası yüreğimin masallar diyarı 



bana acı acı gülümseyen

dakikalar 

saatler

aylar

mevsimler 

ve girdaplar...


...kış mevsimi yakın doğaya 

ölüm ise yakın bana


meşe ağacındaki

son yaprak rüzgarın

bağrına sarılınca


esen poyrazlar

ve darmadağın

savrulan saçların

hayalim olsun


bekliyorum özlemle

ölüm artık bana gelsin...

( Bir Güz Senfonisi başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 7.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.