elbet beni bilirdiniz
iliklerinde meşe kokan dağlar
bak nasıl ağlıyor gözlerim
Yeniden merhaba diyeceğim size
yemişleri hamken bile dişlediğimiz ahlatlar
kıyısından geçtiğim tarla
bastığım toprakta hışıl hışıl
yapışır dolardı bıtırak
yalın ve duruydu hep o türkü
çobansı sesleri tepeden aşağı
ıssızlık çöktüğünde koyaklara
sonra bulutlar dolar boşalırdı bir anda
yeniden rengini alırdı gök
yeniden başlardı zaman akmaya
boy veren dalların kokusu
ve sonra eylekte kısa bir öğle uykusu
ah o kekikler o çimenlerde yayılan
sığırların hışırtısı
dağılırdı her bir yöne bükelek tuttumu
elimizde değnek sırtımızda göynek
kara lastiklerimizle koşar dururduk peşlerinde
şimdi ne bağ bostan ne tarla kaldı nede umudu
yitirmişiz bilmeden o tutkuyu
bilenler anlatabilir ancak o duyguyu
(
Hep O Türkü başlıklı yazı
AuBaDe) tarafından
21.10.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.