1
Filler
mezarlığında fil ölüleri
Ve
belki birkaç da şiir bulursunuz
Ki o
şiirler kendi ölümlerini sezen
Birer kuğuydular kuytu
sularda (Alıntı)
Ölü
bir düşün yasını tutmuyorum artık
Ne de
olsa üstü örtülü üstü ütülü ölülerimin
Acının
hacminde kifayetsiz bir küfeyim son zamanlarda
İçinde
pejmürde acılar saklı
Mayalanmış
yerin göğün
Meramı
dile gelmeyen nice günün.
Sözcüklerim
ne sırıtkan ne akışkan
Acı
gibi açısı olmayan bir yıldız kümesi gibi
Sağalttığım
her ne ise…
Sadece
Rabbimin nezdinde
Bilinmezliğime
sirayet eden gün ışığı gibi
Neresinden
yakalasam sahi?
Bir kırbaç
bir hallaç
Bir de
sayacı mevsimin ve yüreğimin
Tefe
tutan kimse haraç mezat
Yorgun
kümelerin iz düşümü
Gürültünün
merkezinde
Sessiz
bir terane saklı içimde en derinde
Dalkavuk
kuşlar pervazında göğün
Temcit
pilavı gibi acıtan sözcükler
Hak
etmediğim ne ise
İtiraz
etmekten öte
Yaşadığım
kâbus ve mazlum benliğim
Elbet
sadece O’nun nezdinde
Yuhalandığım
tarafınca nice münafık gölge
Oysaki
tanımam etmem hiç birini
Sevdiğime
delalet evreni
Yolum
asla düşmedi iblisin yörüngesine…
İfrata
kaçan bir hazan
Kaç
mevsimde saklıdır sahi insan?
Acıların
şehri
Şerit
değiştirdiği mevsimin
Koyu
gözlerinde ölümün
Kardığım
bunca acı ve yalan
Kâbusum
oldu sonunda uçuşan hüzünden
Benim
buralara yansıyan.
Zikrim
de o fikrim de
Zihniyetinde
ne saklıysa insanların
Görüp
göreceğim ne çok şey kalmış meğerki.
Özümden
kaçmadım ki sözümden kaçayım?
Sevgiden
öte yol bilmedim hem
İyi de
neyin nesiydi yağan içime dışıma?
Bir
manivela ki ömrün özeti
Belki
de bir güne sığdı ölümün öncesi.
Varlıktan
kasıt var olmaktan öte
Acıların
şerh düştüğü hüzün teknesi
Batsa
bile terk edemediğim benliği
Kala
kala bir kuru canım kaldı
Kalemin
ucu kırılsa ne ki?
Hem de
içime akıttığım sözcükler ve yaşlar
Gönül
gözümde akseden dolunay ve yıldızlar
Oysaki
gök karardı on gündür
Ne
elemin sesi sustu
Ne
yeminler bozuldu.
Göğüm
kurşunlandı
Göğsümde
infilak eden mevsim
Kasım’a
açmıştım ki kollarımı
Şerh
düştü giderayak Ekim ve hüsran.
Bir
günde saklıymış her şey
Her
şeyden öte hiç gün
Hiç
olmaktan da öteymiş zulüm gören mazlum
Mağdur
olmakta kasıtlı değildi oysa iç acım
Sadece
çekmiştim elimi eteğimi
Sadece
içime akıtmışken gözyaşımı.
Şimdime
kavuştum yeniden
Üstelik
asla dönüş olmaz yeminimden
Azığım
da aşım da arzım da sonlanmadı evrenden
Bir
kul ki küle dönüşen benliğinden
Yeniden
doğmama vesile elbet umudum ve inancım
Başım
da dik ezelden
Dillenen
sadece doğru ve ışık
İçimden
gelen asla da eksilmeyen
Bir
maruzatım var ki Rabbimin katında elzem
Üstelik
O beni bildikten sonra
Dimağımda
da söndü yangın
Üstelik
güçlü ve umutluyum ta dünden…