en
güzel hatıramızdı
yosunlu göllerde çimmelerimiz
hangi kuşlar dinliyordu
ürkek ,cesur
çocukça sırlarımızı
sırayla anlatırdık
uzaktan Fırat dinlerdi
çıplak zayıf bedenlerimiz
güneşlenirdi
kuruturdu yaz güneşi
en olmadık konuşmaları
en ıslak giysilerimizi
köyümüzün havası severdi
dinlerdi
meraklı bulutlar bizi
müezzinin sesiydi
zamanın dili
deli (veli) Osman’ın gülümsemesi
gümüş Ahmet’in kasidesi
Hacı Gül’ün hafızası
Hakko’nun yedi oluklu neşesi
Gırmaç dayının atı
Çakıcı
Ahmet’in huysuz merkebi
göğü aydınlatırdı gümüş Fırat
gözetlerdi damlarımızı
leylek yuvaları
Ay çıkardı
yıldız yağardı gecesinde
hiç yalnız bırakmadı
ishak kuşu
ölümcül anılarımız vardı
öyle saklı ki acılarımız
dün gibi
ağlayışlarımız bundandır
ah bu yüzdendir
çocukluk gençlik anılarını
unutmayışlarımız
ve mezarlık
yoludur köye giriş
tüm güzel
atalarımız geçmiş
selam ve dua
ile sarılırız …
Mustafa KAYA